04 Nisan
2015 Wilhelmsburg’dan ayrılıyoruz
İki günü sevgili Monika ve Walter’la geçirdikten ve gündüzleri
dağlarda gezinip akşamları da 2014 ve 2015’de yaptıkları Nepal ve Montenegro
gezileriyle ilgili slayt şovları
izledikten sonra Wilhelmsburg’dan
ayrılıyoruz.
Yönümüz Avusturya’nın en güzel şehri Salzburg ve
civarındaki köyler. Burası Avusturya’nın
göller bölgesi ve her yer kartpostallardaki gibi. Yemyeşil yamaçlar, bembeyaz
karlı dağlar, tertemiz mavi-yeşil göller, rengarenk boyanmış tipik köy evleri
ile birbirinden şık butik oteller, köyler arasında kıvrıla kıvrıla adeta akıp
giden yollarla telesiyejler, teleferikler ve nefes kesen manzaralar hepsi
burada.
Wilhelmsburg’dan yada St.Pölten’den Hallstatt’a gitmek
için otobanda Salzburg yönünde ilerleyip “Gmunden, Bad Ischl, Hallstatt” yazan
çıkıştan ayrılıyoruz. Gmunden’de kayda değer pek bir şey yok ama bir sonraki
kasaba Bad Ischl keyifli bir yer; gayet şık mekanlar var. Arabayı park
alanlarından birine çekip 1-2 saat kadar sokakları geziyoruz. Havanın yağışlı olmasına rağmen sokak
satıcılarının tezgahları hareketli; antika parçalarla kullanılmış çeşitli
eşyalardan oluşan tezgahları izleyerek epeyce dolaşıyoruz.
Hallstatt, Bad Ischl’dan 20 km uzakta Hallstatt
Gölü’nün kıyısında yeralıyor. Köye girer girmez turist otobüsleriyle
karşılaşıyoruz; soğuk ve yağmur dolayısıyla fazla bir kalabalık yok ama yine de
epeyce Asyalı turist görüyoruz. Mevsim dolayısıyla tuz madeni kapalı -Mayıs
ayında açılıyormuş- ama teleferikle yukarı çıkıp tepeden Hallstatt manzarasını
izliyoruz.
Geçmişi 7000 yıl gerilere taa M.Ö.5000’lere dayanan ve
dünyanın ilk tuz madenlerinden birine de ev sahipliği yapan Hallstatt, 1997
yılında Dünya Mirası Listesi’ne alınmış. Güzel ötesi bir doğası var, adeta
cennetten bir parça gibi J Tarihi evler olduğu gibi korunmuş ve yeni yapılanlarda da aynı
mimariye sadık kalınmış. Gördüğümüz manzaralar karşısında Halstatt için “huzur
ve dinginlik” diyebiliriz ama biliyoruz ki bunu sadece bu aylar için söylemek
mümkün; zira dünyanın her yerinden gelen milyonlarca turisti ağırlayan
Hallstatt’ın en önemli geçim kaynağı turizm.
Çinlilerin Hallstatt’ın kopyasını yapmalarından sonra
dünyanın gündemine oturan bu küçük köy, güzelliğinin yanısıra kopyası yapılan
tek köy ünvanını da taşıyor ve belki de bu nedenle her yer Çinli turist dolu.
Birebir aynı mı diye kontrol etmeye geliyorlar heralde J
Hallstatt’ta 1 gece kaldıktan sonra tekrar Bad Ischl’a
dönüp oradan da Salzburg’a doğru devam ediyoruz. Hedefimiz yolumuz üzerindeki
Wolfgang Gölü’ne de uğrayıp oraları da görmek. Fotoğraflar keyifli; iyi seyirler dileriz.