25 Nisan Kep
Phnom
Penn’den kalkan otobüsümüz Kep’e vardığında saat 19.30 olmuş hava kararmıştı.
İndiğimiz yer terminal olmasına rağmen son derece ıssız, karanlık ve etrafta
bir iki tuktukçu dışında kimseler olmadığından, araba hareket etmeden önce bir
kez daha teyit edelim de yanlış inmiş olmayalım dedik ama doğruymuş Kep
burasıymış.
Otobüs
bizi bıraktıktan sonra Kampot’a doğru devam ederken biz de etrafımızdaki birkaç
tuk-tukçudan gelen hostel önerilerini değerlendiriyorduk. Varisak Guest
House’la güzel İngilizce konuşan yaşlıca
bir tuk-tukçu vasıtasıyla tanıştık ve konakladığımız 2 gün boyunca son derece
memnun kaldık. Yemekler süper, fiyatlar uygun, çalışanların hepsi aynı ailenin
mensupları ve hepsi de güler yüzlü. Sabah kahvaltısında muz, ananas ve mangodan
yapılmış ev yapımı reçel ikram ediyorlar; bunca zaman sonra ilk kez ev yapımı
reçel yedik harikaydı.
Kamboçya
genelinde hostel standartları oldukça yüksek; odalarda uçaklarda verilenlere
benzer minik diş fırçası&macun, tertemiz kokan havlular, tv, fan veya klima
(arzuya göre), sabun, tuvalet kağıdı, hatta bir yerde şampuan ve duş jeli dahi
gördük. Odalar her gün temizleniyor, her
gün havlular iki güne bir de çarşaflar değiştirilip eksik sabun, tuvalet kağıdı
tamamlanıyor vs vs. En önemli şeylerden biri de wi-fi. Kamboçya’daki
hostellerin hiç birinde wi-fi sorunumuz olmadı; sinyal hep güçlüydü ve internet
son derece hızlıydı. Yazılarımızı fotoğraflarımızı biriktirmeden ve zorlanmadan
yükleyebildik. Son olarak bütün bunlara rağmen fiyatlar 6-10$ arasındaydı (iki
kişilik)
Gelelim
Kep’e.. Kep özellikle mavi yengeçleri ve karabiberi ile ünlü bir balıkçı
kasabası. Crap Market şehrin en hareketli yeri. Burada taze yengeçler, çeşit
çeşit balıklar, dev karidesler, kalamarlar ve mürekkep balıkları ile yanında
Kamboçya’nın en güzel biraları Angkor veya Cambodia eşliğinde mükemmel bir ziyafet
yapılabilir... İki kişilik hesap 4-5$’ı geçmiyorJ
Karabiber
plantasyonları şehrin 5 km kadar dışında yeralıyor. Kamboçya’nın tek ihraç
edilen ürünü olan karabiber, oldukça zahmetli bir üretim sürecinden geçiyor. Burada
yetişen karabiberler kırmızı, beyaz ve siyah olmak üzere 3 ayrı renk ve
lezzette satışa sunuluyor.
Kep’in
en güzel kumsalı Tavşan Adası’nda (Rabbit Island) yeralıyor. Adaya ister günü
birlik ister konaklamalı ziyaret yapılabiliyor. Sahil boyu hemen her bütçeye
uygun bungalowların bulunduğu Tavşan Adası(Rabbit Island) hafta sonları hariç son derece keyifli ve sakin
bir tatil seçeneği sunuyor. Günlük tur tekneleri iki kez gidiş (sabah 09.00 ve
öğlen 13.00’de) 1 kez de dönüş (akşamüzeri 16.00’da) seferi yapıyor. Biletler kişi başı 8$; buna otelden tuk-tukla
alınıp iskeleye getirilme ve dönüşte de tekrar otele bırakılma hizmeti dahil.
Kep’te
kaldığımız 2 gün boyunca kumsalda uzanıp deniz, güneş ve biraz da bisiklet
yaparak dinlendik. Sabahları uyanmak için acele etmedik, bol bol ananas, mango
ve deniz ürünü yiyip yorgun bedenlerimize doping yaptık. Chiang Mai’den
başlayıp Angkor Wat ve Ölüm Tarlaları’yla sona eren yoğunlaştırılmış tarih ve
kültür programından sonra, biraz daha tatil havasında birkaç gün geçirip,
önümüzdeki günlerde bizi bekleyen gezi programımız öncesinde kısa bir mola
vermiş olduk.
Kep’te
geçen 2 gecenin ardından 20 km kadar daha batıya devam edip Kampot’a geçtik.
Kampot Kep’e göre daha büyük, daha hareketli ve turistik bir yer. Turistik
atraksiyonlar anlamında Bokor Tepesi, mağaralar,
günlük kısa mesafe doğa yürüyüşleri, bisiklet, nehir tekneleriyle gün batımı
turları, tuz tarlaları ile karabiber ve durian plantasyonları sayılabilir.
Fransız
koloniyal döneminden kalma binaları ve nehir kıyısında yeralan güzel modern
restoranlarıyla birbirinden farklı yemek seçenekleri sunan Kampot için,
güneyden giriş yada çıkış yapanların ya da buradan Vietnam’a geçecek olanların
uğramaları gereken bir yer diyebiliriz.
Biz
Kampot’ta sabahtan Old Market’i ve nehir boyunu gezdik, öğleden sonra da motor kiralayıp Kampot-Kep arasındaki
karabiber plantasyonları ile tuz tarlalarını görmeye gittik. Şehrin doğu ve
batı yakasını birbirine bağlayan köprülerden geçip ara sokaklarda dolaştık,
akşamüstü nehir kıyısında toplanan ve nehirden esen tatlı rüzgarla çoluk çocuk
piknik havasında serinleyen Kampotluların arasına karışıp gün batımını
seyrettik.
Yemek
konusunda tercihimiz yine sokak lokantalarındaki yerel tatlardı; birbirinden
değişik lezzetlerle karnımızı doyurduktan sonra günü, kek ve kahveyle bitirdikJ
Yarın
sabah buradan Sihanoukville’e devam edeceğiz. Aslında sınırdan geçmeden önce
birkaç durağımız daha var ama onlar konaklamalı olmayacağından Sihanoukville,
ay sonunda ayrılmayı planladığımız Kamboçya gezimizin son noktası olacak.
Tekrar görüşmek dileğiyle Kep ve Kampot notlarımız bu kadarJ
Merak edenler için karabiber nasıl
üretilir? anlatıyorumJ
Şimdi..
olgunlaşan karabiber meyveleri aynı dal üzerinde kırmızı ve yeşil toplar
halinde bulunuyor ve dal sıyrılarak toplanan meyveler öncelikle kırmızı&yeşil
diye ayrılıyorlar. Yeşil meyvelerden hem siyah hem de kırmızı karabiber
üretiliyor, kırmızılardan ise sadece beyaz karabiber. Nasıl mı?
Kep Crap Market |
Kep'in en hareketli yeri Crap Market'te tipik bir Güneydoğu Asya sabah kahvaltısı.. Pilav-Balık-Bira |
Kep Plajı |
Kep sahil yolu |
Birbirinden güzel Kep gün batımlarından biri |
Konakladığımız Varisak Guest House'un terasında akşam yemeği |
Burada motorlar double deck :) |
Karabiber plantasyonun |
Kep Sahili'nden |
Kampot-Kep yollarından |
Kampot-Kep arasında fıstık ayıklayan bir aile |
Kampot nehir boyu |
Kampot nehri kıyısında gün batımı |