1 Nisan 2014 Salı

Penang Adası ve Malezya’nın Unesco dünya mirası listesindeki ikinci şehri Geoergetown


30-31 Mart Penang
Cameron Highlands’den saat 08.30’da bindiğimiz otobüs Penang’a tam 5 saatte ulaştı. Malezya’da karayolları ve taşımacılık sistemi gayet düzgün; otobüsler çok rahat ve bu nedenle de yolculuklar fazla yorucu değil. Genelde zamanlarına sadık hareket eden otobüslerin tek sorunu klimalarının aşırı çalışması. Mutlaka otobüse binerken extra giyecek bulundurulmalı aksi halde seyahat bir eziyete dönüşebilir.
İçerideki bu kutup soğuğuyla dışarıdaki cehennem sıcağı arasında denge kurmaya çalışan metabolizmaların çektiği eziyet öyle böyle değil:) hasta olmamak için bir yandan her fırsatta meyve yiyip, bir yandan da durmadan su içiyoruz. Allahtan burada meyve çok çeşitli, taze ve bol; yemeklerle karşılaştırıldığında ucuz olduğu söylenemez ama son derece lezzetli ve birbirinden renkli bu tropikal meyveler karşısında kayıtsız kalmak da mümkün değil yani:)
Malezya’nın kuzeybatısında yeralan Penang, Perlis’ten sonra ülkenin en küçük ikinci eyaleti. Başkent Georgetown ise tıpkı Melaka gibi  Unesco dünya mirası listesinde yeralıyor. Penang eyaletinin hem anakarada hem de Penang Adası’nda toprakları var; adayı anakaraya ülkenin en uzun köprüsü olan 13 km’lik Penang Bridge bağlıyor.
Penang nüfusunun büyük bölümü Malay ve Çinlilerden oluşuyor ancak Hintli, Taylandlı, Burmalı ve az sayıda da Avrupalı nüfusu da mevcut. Dini açıdan bakıldığında ise nüfusun hemen hemen %45’i Müslüman, %35’i Budist, %9’u Hindu, %5’i Hristiyan ve kalan %5 kadarı da Taoist ve diğer Çin dinlerinden oluşuyor.
Penang’ı turistik anlamda güzel ve önemli kılan da aslında bu tarihsel ve kültürel  zenginlik. Malezya’nın tamamında gözlemlediğimiz bu güzellik, etnik kökenleri, dinleri, kültürleri ve sosyal anlamda yaşantıları birbirinden çok farklı olan bu insanların karşılıklı tolerans, huzur ve barış içinde birbirleriyle kaynaşmış şekilde yaşıyor olmaları.
Yemek konusunda da aynı çeşitlilik söz konusu tabii; Malay, Hint ve Çin mutfağına ait lezzetler olan Laksa, Lombak, Lok Lok, Roti Chanai, Tosai, Chicken Rice, Pancake Peanut gibi lezzetler için Komtar civarında pek çok sokak lokantası var. Neredeyse 24 saat açık olan bu lokantalarda yavaş yavaş ve her birinden birer lokma tatmak şartıyla hepsinin tadına bakmak mümkün. Daha önce de “Malaylar bizim gibi 3 öğün yiyip bırakmıyorlar ve her çeşitten küçük küçük yemek kaydıyla gün boyu durmadan atıştırıyorlar” diye yazmıştım; işte bu durum Penang’da da aynen devam ediyor. Sokak lokantaları neredeyse 24 saat açık:)
Penag’ın başkenti Georgetown, İngiliz sömürgecilik döneminden kalan binalarıyla dikkat çekiyorken, yeni yapılan 30-50 katlı gökdelenler ne yazık ki şehrin yüzünü hızlı bir şekilde değiştiriyor. Bir yanda yüzlerce yıllık Budist, Taoist ve Hindu tapınakları, bir yanda halen otel ve restoran olarak kullanılan iki-üç katlı eski koloniyal binalar, diğer yanda 50 katlı gökdelenler..L Açıkçası Georgetown’un bu yeni yüzü hiç de hoş yada ilginç gelmedi bize; biz Çin mahallesinin, Hint sokağının ve tapınakların yeraldığı eski yerleşim bölgesinden daha çok keyif aldık.
Penang’da oteller genelde Chulia Street’de yeralıyor. Otobüslerin son durağı olan Komtar’dan 5-10 dk’lık yürüyüş mesafesinde olan ve pek çok koloniyal binanın halen restoran, hostel ve otel olarak kullanıldığı Chulia Street’te fiyatlar binanın durumuna ve odanın özelliklerine göre 33-90 RM arasında seyrediyor. Biz aynı sokakta Stardust adından bir otelde konakladık. Aynı zamanda restaurant ve barı da olan Stardust’ta fiyatlar klimalı odalar için RM 45, fanlı odalar için RM 33 şeklindeydi.
Bu arada Penang’ın gayet gelişmiş bir otobüs sistemi var. Komtar’dan kalkan RapidPenang otobüsleriyle adanın her yerine fiyatları 1,40-2,70 RM arasında değişen biletlerle ulaşmak mümkün. Son derece temiz, rahat ve güvenli. Dondurucu soğuk durumu bu otobüsler için de geçerli tabii:)
Bu arada Cameron Highlands’de yakalandığımız ve peşimizi bırakmayan yağmur Penang’da da  devam ediyor. Neredeyse 2 aydan buyana bunaltan sıcaklar dolayısıyla Penanglılar tarafından sevinçle ve şükranla karşılanan bu kapkara gökyüzü, şimşekler ve gün boyu yağan yağmur bizim gezi planımızı biraz etkiliyor tabii:(

Adanın kuzey kıyısında yeralan Batu Feringgi Beach, zamanında son derece sakin, temiz ve huzurluymuş ancak son yıllarda yapılan resortlar ve 25-30 katlı büyük uluslar arası oteller nedeniyle görüntüsü epeyce değişmiş durumda. Su sporları için güzel bir gibi görünen kumsal milyonlarca deniz anası dolu bulanık suyuyla yüzmek için doğru bir adres gibi görünmedi bizeL
Penang’da Penang Hill, Güney Asya’nın en büyük Budist tapınağı kompleksi Kek Lok Si Temple, köklü bir Çinli aileye ait Penang Khoo Khongsi Müzesi, Peranakan Museum, Dharmikarama Burmese Temple, Wat Chayamagkalaram yanında batik sanatı ile işlemeler yapan dükkanlar ziyaret edilebilir. Bu arada her ne kadar Langkawi için duty free, alışveriş cenneti gibi şeyler söyleniyorsa da bu daha çok içki, sigara, parfüm, çikolata ve hediyelik eşya için geçerli; elektronik ürünler için Penang’a bakmakta fayda var, hatırlatalım..;)

























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder