11 Nisan 2014 Cuma

Ko Phangan sakin ve huzurlu tatil arayanlar için cennetin ta kendisi


10 Nisan Ko Phangan (Phangan Adası)
Ko Pha-ngan deyince ilk akla gelen şey “full-moon party”ler.. Yani dolunay partileri. Her ayın 14’ünde yapılan bu partiler nedeniyle dünyanın her yerinden binlerce genç Ko Phangan’a geliyor. Sabaha kadar devam eden partilerde gençler müzik, alkol ve keyif veren başka ne varsa onunla kafayı bulup çılgınca eğleniyorlarJ İşletmeciler açısından da ticari getirisi oldukça keyifli herhalde çünkü adada gezerken her yerde “half-moon party afişleri de gördük; bu gidişle ayın her hali için ayrı bir parti düzenleyip bu sınırsız eğlence(!) durumunu tüm yıla yaymaları yakındır.
Her ne kadar Ko Phangan deyince ilk akla gelen şey bu partiler olsa da, ada aynı zamanda sakin ve huzurlu bir tatil isteyenler için de doğru adres. Konaklama fiyatları beklentilere göre çeşitlilik gösteriyor; kişi başı 200 B’lık ekonomik bungalowlar yanında 1500 B’lık modern chalet’ler de mevcut.
Ko Phangan’da tembel tembel hamağa uzanıp kitap okumak, bembeyaz kumsallardan masmavi sulara uzanan cennetten farksız plajlarda yürüyüşler yapmak, gün boyu hatta hava karardıktan sonra bile hala sıcacık olan denizde ürpermeden saatlerce çimmek, kumsalda bir yandan tay masajı yaptırıp bir yandan hafiften şekerlemek, birbirinden lezzetli tropikal meyveleri ve deniz ürününü bol bol ve uygun fiyata yemek, yoga öğrenmek, dans kurslarına veya tay yemek kurslarına katılmak, at binmek, motorsikletle püfür püfür orası senin burası benim gezmek,J …….. diye devam eden pek çok şey var yapılacak.
Bunun yanı sıra adrenalin tutkunları için zip-line, ok atma, fil safari, su sporları, 2-3 saatlik trekkingler, Ko Tao ve Ko Nang Yuan’a dalış turları vb. aktiviteler de mevcut. Fiyatlar istenilen turun içeriğine bağlı olarak 1000 Baht’tan başlayıp 2100 Baht’a kadar uzanıyor.
Yemek konusunda Thay mutfağı oldukça zengin tabii ama, Ko Phangan’da hem Tay hem de Avrupa mutfağı bulmak mümkün.  Biz pek çok değişik yer denedikten sonra Sritanu Beach’teki Nok’s Kitchen’da karar kıldık ve hem fiyat hem porsiyonlar hem de güler yüzlü hizmetleri nedeniyle sabah akşam bu küçük lokantada yedik.
Güneydoğu Asya genelinde seven-eleven marketleri çok yaygın; açıkçası çok da iyi bir ürün yelpazeleri var ve fiyatları da gayet makul. Biradan süte, tokadan tükenmez kaleme, dergiden iğne ipliğe hatta kancalı iğneye kadar ne ararsanız bulabileceğiniz ve üstelik “tatil boyutlarında” satın alabileceğiniz bu marketler gerçekten her derde devaJ
Hazır yemek ve sandviçler hemen mikrodalga yapılıp veriliyor; yanında bir içecek veya meyveyle gayet kolay, temiz ve sağlıklı karın doyurmak mümkün. Tabii ki taze yapılmış yemeğin yerini tutmaz ama bazen etraftaki yemek seçenekleri öyle  acayip oluyor ki buralarda, insan “bir seven-eleven olsa da hiç olmazsa ne yediğimizi bilerek açlığımızı yatıştırsak” demekten kendini alamıyor.
Adanın güney doğusunda yeralan Haad Rin Plajı  en meşhur parti mekanı; eğlenmek için Ko Pha-ngan’a gelen gençlerin genelde tercih ettikleri restoranlar, barlar, konaklama yerleri ve alışveriş mağazaları bu bölgede yeralıyor.
Haad Rin güneyde, Chaloklum da kuzeyde adanın karadan ulaşılabilen en son noktaları; buradan itibaren doğu tarafındaki koylara ancak teknelerle geçilebiliyor. Adanın kuzeyinde ve batısında yeralan plajlar ise genelde sakin ve huzurlu bir atmosfer arayan turistlere göre ayarlanmış. Az önce bahsettiğim dans kursları, yoga okulları ve yemek kursları da daha çok bu bölgede yeralıyor. Süre sınırı olmayan bu kurslara kaç gün istenirse o kadar katılmak mümkün.
Yine motorsiklet kiralayarak gezdiğimiz adada her yer yemyeşil; özellikle orta kesimler devasa palmiyeler, hindistan cevizi, papaya ve ananas ormanlarıyla kaplı. Yollar son derece düzgün ve 2 günde gayet rahat bir şekilde adanın tamamı gezilebiliyor. Burada motor kiraları 24 saatlik 150 B (10 TL). Benzin de şişelerle yol boylarında satılıyor; şişesi 40 B.
Yağmurlar ada halkı tarafından dört gözle bekleniyor. Koyların bir çoğunda ne yazık ki sular epeyce çekilmiş durumda ve denize ulaşabilmek için metrelerce, hatta bazı yerlerde 100 metreden fazla yürümek gerekiyor. Bütün teknelerin karaya oturduğu bu kıyılarda yaşayanlar ara ara yağan sabah yağmurlarından son derece mutlular ama Mayıs sonuna doğru başlayacak ve kuraklığı bitirip denizleri dolduracak asıl muson yağmurlarına daha epeyce var L
Çekilmiş sular ada halkına bir de ucuz ekmek kapısı açıyor; denizin karadan uzaklaştığı yerlerde ıslak kumun altına gizlenen ve sular tekrar yükselinceye kadar burada hayatta kalmaya çalışan küçük midyeler, akşamüstü sahile doluşan yerli halk tarafından ellerindeki minik çapalarla çıkarılıp toplanıyor. Kaynayan suyun içine kabuklarıyla atılıp erişteyle birlikte pişirilen midye, buraların en lezzetli yemeklerinden biri.
Hem dün hem de bu sabah güne şakır şakır yağan yağmurla uyandık. Sabah 07.00 gibi başlayan yağmur sadece 1 saat kadar sürdü ama her yeri baştan aşağı yıkayıp geriye mis gibi kokan pırıl pırıl bir hava bıraktı. Yağmurun en şiddetli olduğu anda mayolarımızla dışarı fırlayıp koşarak denize atladık ve verandalarında yağmuru izleyen insanların şaşkın bakışları altında yağmurda deniz keyfi yaptık. Bizim dışımızda sadece yerli halktan 3 kişi vardı denizde ama kesinlikle tavsiye ederim muhteşem oluyorJ
Bu adalarda iki tip iklim var; biri yağmur sezonu diğeri de yaz. Yani aslında yağmur yağdığında da öyle pek soğuk yok ama hafif bir ürperti yapıyor tabii. Asıl sorun yağmur sonrasında sıcağın etkisiyle oluşan nem; nefes almayı dahi zorlaştıracak şekilde bunaltıcı oluyor ama bizim gibi hala denizdeyseniz kendinizi sulara bırakıveriyorsunuz böylece sorun kalmıyorJ
Ko Phangan’dan ayrılmak nedense diğer yerlere göre daha zor geliyorL Aslında dün ayrılacaktık ama son anda “hadi bir gün daha kalalım” diyerek uzattık. Akşam bir kez daha Thong Sala’ya inip panayır benzeri eğlenceyi izlemeye gittik. Yine tanımadığımız binbir çeşit yiyeceğin taze taze yapılıp satıldığı bir sürü tezgahı şaşkınlıkla izleyerek dolaştık. Her seferinde bu ne acaba diye birbirimize bakıp, sonra tezgahtaki kişiye sorup verdiği cevabı anlamayarak J sadece fotoğrafını çekmekle yetindik. Bazılarını tattık aslında ama bu konuda çok cesur olduğumuzu söyleyemeyiz. Gözümüzün kesmediği hiçbir şeyi denemeye cesaret edemedik açıkçası.
Ben en çok kızgın yağda kavrulan çekirgelere üzüldüm. Gençler kuyruk olmuş kese kağıtlarına konan küçük kurtçuklarla kızarmış tatlı su karideslerini satın alırlarken adam arka tarafta boşalan çekirge tezgahını tekrar doldurmak üzere bir koca tas çekirgeyi kızgın yağın içine döküverdiL Galiba bizde çekirdek neyse burada da çekirge o anlama geliyor; gezerken çitlemek için yaniL..
Bugün adadan ayrılıp tekrar yollara düşüyoruz. Yönümüz Bangkok, oradan da Chiang Mai’ye geçmeyi düşünüyoruz. Sabah yine yağan yağmur aynı şeyi yaptı ve şu anda her yer mis gibi ot kokuyor, kuşlar cıvıl cıvıl.. Gitmesek mi acaba?

JHer gün aynı şey geliyor içimizden ama önümüzde epeyce gezilecek yer ve sınırlı zaman olduğundan ne yazık ki yola devam etmek zorundayız. Muhtemelen saat 13.00 feribotuyla karşıya Don Sak’a oradan da Surat Thani’ye geçicez ve akşam treniyle Bangkok’a doğru yol alıyor olacağız. Yarınki notlarda nasıl yaptığımızı anlatmak üzere şimdilik bitiriyorum. Hoşçakal güzel Ko Phangan L
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder