12 Nisan 2014 Cumartesi

Ko Phangan-Bangkok-Chiang Mai yolculuğumuz


11 Nisan Chiang Mai


Happy Beach’le vedalaştıktan sonra yoldan geçen tuk-tuklardan birine atlayıp Thong Sala iskeleye geldik. Thong Sala’da hem Don Sak hem de Surat Thani feribotları için iki ayrı iskele var. Birbirine çok yakın ama yine de tuk-tuk’a binerken nereye gideceğinizi söylerseniz sizi oraya bırakır aksi halde sırtınızda çantalarla bir iskeleden diğerine yürümek zorunda kalabilirsiniz.
Biz Don-Sak iskelesine geldiğimizde saat 11.30’du. Don Sak feribotu saat 13.00’te ve fiyatı 220 Baht ama biz Bangkok otobüsü için Don Sak’tan Surat Thani’ye geçeceğimizden, aradaki otobüs transferini de içine alan bir bilet alıp 320 B ödedik. İskele civarında bir sürü meyve ve yiyecek satıcısı var; bir şeyler alıp hafiften atıştırırken feribotumuz da iskeleye yanaştı ve tam zamanında  13.00’de hareket ettik.
Şu ana kadarki yazılarımızdan da anlayacağınız üzere biz kombine seyahat paketlerinden pek almıyoruz. Yani daha ilk adımı atarken sonraki birkaç adımı da içine alan ve bizi alıp çok da ne olup bittiğini anlamadan hooopJ diye son adıma götürecek seçenekleri hemen kavrayamıyoruz. Bu nedenle biraz riskli de olsa yavaş yavaş, adım adım, arayıp bularak ve sorup öğrenerek kendi kendimize gitmeyi tercih ediyoruz. Biraz kült olacak ama “bizler için asıl macera gidilen yerden ziyade giderken yaşadıklarımız” diyerek özetleyelim bu konuyuJ 
Böyle yerel insanlarla birlikte hareket edip, yolumuzu kaybettiğimizi düşündüğümüzde de sorup öğrenerek hem çok daha iyi öğreniyoruz hem de bazen yönümüzü tamamen değiştiren öyle maceralar yaşıyoruz ki kendimizi çok daha mutlu hissediyoruzJ Bazı fırsatlar da kaçırıyor olabiliriz açıkçası ama n’apalım hepsi bir arada olmuyor işte J
Bunu niye mi söylüyorum? Nedeni şu: Feribot iskelesinde kombine biletler satılıyor.  Eğer gideceğiniz yeri söylerseniz, size feribot+ara transfer+gideceğiniz yerin otobüs bileti dahil toplu bir fiyat öneriyorlar. Hoşunuza gider de satın alırsanız hemen yakanıza bir etiket yapıştırıyorlar ve bu etiket sayesinde birileri sizi alıp hiç yorulmadan gideceğiniz noktaya kadar bırakıyor. Yani bir nevi pul yapıştırılmış mektup gibi adrese teslim oluyorsunuz. Aslında bu da bir seçenek ve hafife alınmayacak rahatlık sağlayabilir. Çünkü bu durumda yolda çıkabilecek aksilikler de bileti satan firmanın sorumluluğunda olduğundan siz hiçbir şeye karışmak durumunda kalmıyorsunuz.
Biz Don Sak feribot+Surat Thani transfer+Bangkok tren yada otobüs bileti için 1130 B (otobüs) ve 1160 B (tren) önerilerini reddedip sadece Surat Thani transfer otobüsünün biletini alıp çıkabilecek her türlü riski de göze alarak yolumuza devam ettik.
Don-Sak’ta indiğimizde ara transfer için iskelede bekleyen otobüse biletlerimizi gösterdik; tam bir saat sonra Surat Thani’deydik. Song Kran Festivali ve yeni yıl tatili dolayısıyla otobüs, tren her şey full olduğundan istediğimiz gibi bir yer bulmakta epeyce zorlandığımızı söyleyebilirim ama sonunda gayet güzel klimalı, koltukları neredeyse 180 derece yatan ve battaniyesiyle birlikte akşam yemeği+sabah kalhvaltısı yanında su ve meyve suyu ikramı yapan bir VIP bilet bulduk. 800 B (55 TL) ödediğimiz bu biletle birlikte Don Sak-Bangkok yolculuğumuzun toplamı 1130 Baht’a geldi. İskelede bize önerdikleri paket fiyat da bu kadardı aslında; sadece o otobüs akşam 10.00’da kalkıp Bangkok’a saat 09.30 gibi varacaktı, bizim bindiğimiz 07.20’de  hareket etti ve böylece Bangkok’a sabah 05.00’de ulaşıp Chiang Mai’ye devam edecek 07.00 otobüsüne binme şansı yakalayabildik.
Bangkok Chiang Mai için bilet alırken 9 saat sürdüğünü söylemişlerdi. İnternette okuduğumuz yazılar da 10 saatten bahsediyorlardı ama yine Song Kran dolayısıyla yaşanan yoğunluktan olsa gerek bizim yolculuğumuz tam 12 saat sürdü. Yolda sürekli bir trafik vardı ve otoyol olmasına rağmen 60-70 km’yi geçemedik diyebiliriz. Her neyse sonuçta aynı şekilde 24 saat oturmaktan her yanımız nasır tutmuş ve artık hissetmez hale gelmiş olarak saat 19.00 gibi Chiang Mai Arcade Terminali’ne vardık.
Dönem dolayısıyla her yerin full olduğunu tahmin ediyorduk ve çantalarımızı sırtımıza alıp terminal civarındaki otelleri dolaşmaya başladığımızda istediğimiz gibi bir yer bulacağımızdan hiç ümitli değildik. Bir iki yere baktıktan sonra öyle güzel, temiz ve fiyat anlamında da makul bir yerle karşılaştık ki “dört ayak üstüne düşmek” diye buna denirJ Kaldığımız otelin adı Ban Maitree.. İşletmecisi son derece güler yüzlü şeker bir kadın; ayrıca çok da düzgün İngilizce konuşuyor. Genelde Taylandlıların konuştuğu gibi ne dediği anlaşılmayan cinsten değil. Odalar gayet temiz, sıcak su-havlu-şampuan vb her türlü ihtiyaç mevcut ve gecelik oda fiyatı 350B(23 TL). Daha ilk andan kendimizi evimizde gibi hissettik ve yorgunluğumuzun büyük kısmı silinip gidiverdi.
Çantaları odaya koyup hem bir şeyler atıştırmak hem de 36 saattir yolda hareketsiz kalan bacaklarımızı açmak için etrafta küçük bir gezintiye çıktık. Döndüğümüzde ev sahibemizle biraz sohbet edip verdiği harita üzerinden ertesi gün için plan yaptıktan sonra dinlenmek üzere erkenden odamıza çekildik.


Hoşçakal Happy Beach :(



Hoşçakal Ko Phangan :(














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder