18 Nisan Chiang Mai & Pai
Tayland’ın kuzeyinde Bangkok’tan
yaklaşık 700 km uzakta yeralan Chiang Mai, 1 milyonu aşan nüfusuyla ülkenin
ikinci büyük şehri. Bangkok’tan bindiğimiz otobüsle 12 saatlik bir yolculukla
ulaştığımız şehir, uzaktan bakıldığında son derece büyük görünmesine rağmen
içinde yaşarken insanda irice bir kasaba hissi yaratıyor.
Chiang Mai, kültürel ve tarihi
geçmişi yanında doğal güzellikleri açısından da önemli bir şehir ve bu nedenle
de Tripadvisor tarafından yapılan değerlendirmede dünyanın görülmesi gereken en
önemli 25 şehri arasına girmeyi başarmış.
Chiang Mai’nin kalbi 12-17. yy arasında
Lanna Krallığı’nın başkentliğini yapmış; hala surlarının bir kısmıyla bu
surları çevreleyen su kanalı korunan "eski şehir". Görülebilecek pek çok tarihi tapınak, müze, sanat galerisi, eğlence
mekanı ve alışveriş yerleri burada yeralıyor.
Sadece Chiang Mai’de 300’den
fazla Budist tapınağı var ve her biri aynı zamanda Budist okulu niteliğinde
faaliyetlerine devam ediyor. Şehrin kurulduğu dönemde yapılmış ve bugün 500
yılı aşkın yaşlarına rağmen dimdik ayakta olup halihazırda ibadete açık Doi Sutep,
Chiang Man, Chedi Yot ve U-Mong tapınakları bunlardan sadece birkaçı. Duvarlar,
tavanlar, dış çephe, çerçeveler, kapılar üzerindeki rengarenk süslemeler, işlemeler,
oymalar, heykeller…. her biri adeta bir sanat eseri. Ayrıca içleri tertemiz,
bahçeleri dev ağaçlarla ve çiçeklerle bezeli, etraftaki sessizlik, huzur ve kuş
sesleri insanı doğal olarak medite ediyor.
Chiang Mai, özellikle güney
Tayland’ın kum, güneş, deniz üçlemesinden sıkılan tatilcilerin ilk tercihi.
Şehrin hangi yönünde yarım saat ilerleseniz direkt doğanın içindesiniz. Ormanın
derinliklerinde çeşitli kabilelerin yaşadığı küçük köyler, şelaleler, trekking
rotaları, fil ve timsah çiftlikleri, orkide bahçeleri, botanik bahçeleri şehre
45 dk yada bilemediniz 1 saat mesafedeler.
Chiang Mai’de el yapımı
eşyalar, şemsiyeler ve özellikle gümüş mücevher işciliği ön planda. Her akşam kurulan Night Market hem alışveriş hem de eğlence anlamında şehrin en popüler
mekanı.
Chiang Mai’de konaklama
seçenekleri çeşitli ama her bütçeye uygun yer olduğunu söyleyebiliriz. Oda
fiyatları 150 B’tan başlıyor ve odanın niteliğine yerine göre 500-600 B’ta
kadar çıkıyor. Song Kran döneminde artan talep nedeniyle uygun fiyatlı oda
bulmak bir kenara “oda bulmak” bile mümkün değildi. Aynı şey kiralık
motorsiklet ve bisikletler için de geçerliydi ama festivalin bitmesiyle beraber
etraf sakinledi ve piyasa eski ortalamalarına döndü.
Bu arada yemek olayı da Chiang
Mai’de çok çeşitlilik gösteriyor; yemek işinin büyük kısmını yine sokak
lokantaları yapıyor ve buralarda daha çok Tay yemekleri var tabii. Yenilen yere
ve yemeğe bağlı olarak değişmek kaydıyla buralarda karın doyurmanın maliyeti
30-50 Baht (2-4 TL)’tan başlıyor. Eski şehirde ise İtalyan, Çin, Türk ve Avrupa
mutfaklarına ait seçeneklerle fast food zincirlerini bulmak mümkün.
Song Kran kutlamaları ilk 2 gün ilginç ve keyifli olsa da sonraki günlerde artan acı:) dolayısıyla biraz sıkıntı vermeye başladı. Bu dönemde otelimizin merkezden biraz dışarıda olması çok işimize yaradı zira 2 gün üstüste motor kiralayıp arkalardan otoyola çıkıp civardaki köyleri, şelaleleri ve şehre uzak mesafedeki tapınakları gezebildik.
Chiang Mai’de 6 gün kaldıktan ve Song Kran kutlamlarını izleyip şehri de yeterince gezdikten sonra biraz daha kuzeye geçip Pai'yi de görelim istedik. Pai, Chiang Mai eyaleti
sınırları içinde küçük şirin bir köy. Birkaç yıl öncesine kadar pek bilinmezken
burada çekilen bir film sonrasında herkesin köye olan ilgisi artmış.
Backpacker'ların yükselen değerlerinden biri olan Pai dünyanın her yerinden gelip burada uzun süreli kalan gençlerle dolu. Chiang Mai’den sadece 135 km uzakta ancak yolunun bozuk ve son
derece virajlı olması yanında minibüs şoförlerinin F1 pilotu gibi araç
kullanmaları nedeniyle yolculuk biraz sıkıntılı. Ama kesinlikle bu yolculuğu göze alıp gitmeye görülmeye ve birkaç gün kalınmaya değer olduğunu söyleyebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder