12 Nisan 2014 Cumartesi

Song Kran (Yeni Yıl) kutlamaları ve su savaşları


12 Nisan Chiang Mai
Sabah pırıl pırıl bir güneşle uyandık ve kahvaltının ardından yavaş yavaş yürüyerek ve yol boyu tezgahlarda satılan birbirinden güzel taze çiçeklerle yeni hazırlanmış buketleri izleyerek Chiang Mai’nin eski şehir merkezine gittik. Sabahın erken saatlerinden itibaren başlayan Song Kran kutlamaları epeyce hızlanmış, ellerinde su tabancaları, kovalar, hortumlarla çoluk çocuk herkes çoktan su savaşına başlamıştı. Sokaklar, caddeler, arabalar, tuk-tuklar, bisikletler, motorlar hepsi hedef dahilindeydi ve neredeyse kaçacak hiçbir yer yoktu.
Song Kran Güneydoğu Asya ülkelerinde Burma, Lao, Kamboçya ve Tayland’da kutlanıyor; geleneksel yeni yılın başlangıcı anlamına geliyor. Kutlamalar 12-15 Nisan tarihleri arasında yapılıyor; bu tarihler aynı zamanda yılın en kurak zamanlarına denk geliyor ve yeni yılla birlikte yağışlı sezon da başlamış oluyor. Bu dönemde tapınaklar, buda heykelleri, evler, arabalar her şey yıkanıp temizleniyor, insanlar birbirlerine kokulu çiçeklerle veya parfümlerle kokulandırılmış su atarak aynı zamanda bir saygı ifadesinde bulunuyorlar.
Son Kran’la ilgili geleneksel durum böyleyken, zaman içinde kutlamalar ve törenler dejenere olup dev su tabancaları, hortumlar ve kovalarla yapılan su savaşlarına dönüşmüş. İlerleyen dönemlerde işin içine turistler de dahil olmuş ve  kutlamalar, ciddi bir turistik atraksiyon haline gelmiş. Bu da hem seyahat firmaları, hem konaklama tesisleri hem de bunlarla bağlantılı tüm iş kolları için ciddi bir ticari fırsata dönüşmüş.
Şu anda ortalıkta, Song Kran sanki yerlilerin değil turistlerin festivaliymiş gibi bir izlenim var. Oteller haftalar öncesinden full, seyahat firmalarında yer bulmak mümkün değil hepsi ek seferler koyuyorlar, tüm tezgahlar su tabancası, kova, fıskiye vb ürünlerle dolu, etraf dev su tabancaları ve sırtlarında su tanklarıyla tam teçhizat silahlanmış binlerce turistten geçilmiyor.
Gelelim bugün yaşadıklarımıza.. Aslında biz de içimize mayolarımızı giymiş, para, telefon, pasaport gibi şeylerimizi su geçirmez torbaya almış ıslanmaya hazırdık ama ne kadar hazır olursak olalım yoldan geçen arabadan atılan kova kova buz gibi suyu yiyince bir anda ağlamaklı olmadık değil açıkçasıL Ama bu ilk şoku atlattıktan ve tabir yerindeyse donumuza kadar ıslandıktan sonra artık rahatlamıştık ve sonrasında korkmadan kova kova atılan suların önünde dans etmeye, bizler de onlar gibi keyif alıp herkese mutlu yeni yıllar dilemeye başladık. Bir ara biz de birer su tabancası alalım diye düşündük ama sonra baktık ki silah savaşa davet anlamına gelecek, vazgeçtik. Atılan sularla mutlu mesut yolumuza devam ettik, iyi tarafı artık güneşin yakıcılığından etkilenmiyordukJ
Bugün bir yandan ıslanıp bir yandan da yolumuz üzerinde gördüğümüz birbirinden güzel tapınakları gezmeye çalıştık. Daha doğrusu en küçük sokaklara kadar mevzilenmiş, çapraz ateşe hazır su komandolarından kurtulmak için tapınaklara sığındık diyelimJ Üstümüz başımız sırılsıklam olduğu için içlerine girmeye çekindik tabii ama azıcık da olsa kurumak için bundan başka çaremiz yoktu açıkçası. Sonrasında akşam otele dönünceye kadar “happy new year” diye bağıra çağıra  tekrar tekrar ıslandık ama nasılsa artık otele gidiyorduk; sıcak bir duş ve ardından güzel bir kahvenin üstesinden gelemeyeceği ne olabilirdi ki? J
Asıl kutlamalar yarın yapılacak; havai fişekler, eğlenceler..  Bu arada  ıslatmaların da sertleşeceği söyleniyor; olaya buzlar ve filler giriyormuş galibaL İlk gün için yorgunluk ve gün boyu süren ıslaklık dışında pek bir şey yok ama buz ve fillerin hendeklerden çektiği pis su fikri hafiften sinir bozmuyor değil doğrusu. Bakalım yarın bizi neler bekliyor..J

Yarınki notlarda görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın.











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder