29 Kasım 2012.. Sabah 08.30 için kurduğumuz saat
henüz çalmadan dinlenmiş olarak uyandık. Dünyanın öbür ucunda tamamen başka bir
şehirde, bir hosteldeydik.. Dışarıda tamamen yabancı sesler, otobüs gürültüleri
ve pırıl pırıl bir güneş vardı. İlk anda insan nerede olduğunu algılamakta
zorlanıyor; o nedenle bir süre sessiz birbirimize baktık ve gülümseten hoş bir
duygu ile yataktan kalktık:) Ben bir gece önce yapmaya çalıştığım ancak son derece
yorgun olduğum için yapamadığım Puerto Iguazu hostel rezervasyonunu tamamladım
Bora da çantalarla ilgili yeni düzenlemeleri yaptı; elimizin altında olması
gereken önemli şeyler küçük çantaya, ihtiyaç duymayacaklarımız sırt çantalarına
gibi. Ardından kahvaltı için aşağıya
indik. Kahvaltı salonu aydınlık ve genişti; menü bizdeki kahvaltı kavramından
oldukça uzak ama nihayetinde ihtiyacımız olan enerjiyi alabileceğimiz
şekildeydi.. Çok pişirilmiş omlet, sosis
sote benzeri bir şey, taze sıkılmış ama bolca su katıldığı için orijinal
lezzetinden epeyce uzaklaşmış meyve suları (portakal, papaya, guava, kiwi) ve
yanında kek.. Ve tabii çay ve kahve:)
Kahve hem
kendine getirme hem de yeni güne başlama açısından son derece iyi geldi;
kahvaltı bitiminde birer de keyif kahvesi içtikten sonra otobüs terminali Portuguesa Tiete (çiete diye
okunuyor)’ye gitmek üzere Republica Metro İstasyonu’na kadar yürüdük. Bu arada
dün akşam karanlık olduğu için pek de
göremediğimiz Republica Meydanı’nda kısa bir yürüyüş yapma şansımız oldu.. Birkaç küçük yeşil park gördük ,
caddeler oldukça geniş ve meydanda Christmas için kurulduğunu sandığımız
hediyelik eşya pazarı vardı..
Biraz dolaştıktan ve ürünlere baktıktan sonra metroya
indik ve önce sarı hat ile Luz’a oradan da mavi hat ile meşhur Tiete’ye vardık.
Foz De Iguaçu’ya giden Pluma firmasının gişesini bulduğumuzda saat 14.45
otobüsünde hiç yer olmadığını, 16.00’daki otobüsün başka bir terminalden
kalktığını ancak 17.00 için buradan binmek üzere bilet alabileceğimizi öğrendik. Kişi başı 140 real’den
2 bilet alıp çantalarımızla Tiete’de turalamaya başladık.. İkinci gün olması
dolayısıyla henüz ağırlıklarıyla barışamadığımız çantalarımız için emanet
bulalım ve saat 17.00’ye kadar bunları taşımayalım istedik ama çanta başı 10
real istediklerini duyunca vazgeçtik. İyi ki de vazgeçmişiz.. Şimdi
çantalarımız bizimle ama hiçbir ağırlıkları veya fazlalıkları yok bize.. Zira
dinlenme amaçlı yapılmış banklarda yayılmış oturup kitabımızı okurken
sırtımızda durmaları gerekmiyorJ Ayrıca para da başka işimize yaradı; bu parayla hem
kırılan gözlüğüm yerine bir gözlük aldık hem de mis gibi iki kahve ile
kendimizi ödüllendirdik:)
Bu kadar
uzun süre yolculuk yapmamıza rağmen çok büyük
bir yorgunluk hissetmiyoruz ama hafif bir başağrısı ve sersemlik yok
değil; ama güzel birer kahvenin üstesinden geleceğinden eminizJ Foz do Iguaçu’da hava günlük
güneşlik -dün akşam yağmur yağmış ama sabah pırıl pırıl- sıcaklık bizim
oraların baharı gibi 26-27 derece..
Sao
Paulo’nun kaotik mimarisinden sonra burası yemyeşil geniş meraları ve uçsuz
bucaksız ekili arazileriyle bize çok iyi geldi. Burada olmaktan mutluyuz..
Otobüsümüz yolda 4 kez ihtiyaç molası verdi.. İlkinde yemeğimizi yedik; menüde
pilav, patates kızartması ve dana eti vardı ; etleri gerçekten çok lezzetli..
Sabaha karşı geçtiğimiz geniş ve yemyeşil meralarda otlayan inekleri görünce bu
lezzetin nereden geldiğini anlamak çok zor değil.. Bugünkü planımız önce Puerto
Iguazu’ya yani Arjantin tarafına geçip hostelimize yerleştikten, çantalarımızı
bırakıp üzerimizdeki 3 günlük kıyafetleri değiştirip şort ve sandaletlerimizi
giydikten sonra biraz serbest zaman kullanmak ve Puerto Iguazu’yu
keşfetmek..Şelaleri göreceğimiz uzun ve yorucu
geziyi yarına bırakmak istiyoruz..
Foz do
Iguaçu şehir merkezine giden otobüse 2 kişi için toplam 5 real verip biniyoruz
ve merkezde indikten sonra da terminalin
hemen paralelinden kalkan Puerto Iguazu Argentina yazan mavi- beyaz otobüslere
atlıyoruz. Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk sonrası Arjantin sınırındayız;
şoförümüz duruyor ve bize anlamadığımız bir şeyler söyleyip arkamızdaki
binaları göstererek inmemizi istiyor. “Ne var ne oluyor” falan dememize
kalmadan kendimizi eşyalarımızla birlikte aşağıya buluyoruz. Bu arada elimize
son anda tutuşturulmuş bir de kağıt parçası var üzerinde 30.11.2012 yazıyor..
Bu kez “eee peki bu otobüs bizi bekleyecek mi ” derken bir bakıyoruz otobüs
çoktan hareket etmiş gidiyor!! Sonradan kendi kendimize olayı anlıyoruz ama bu
şekilde otobüsten atılmayı bir türlü hazmedemiyoruz.. Olay şöyle: Brezilya
çıkışında inip pasaportlara çıkış damgası vurdurduktan sonra aynı biletle arkadan
gelen otobüse biniliyor.. Telaşlanacak bir şey yok aslında ama ilk kez gelen
bizim gibiler için bir anda otobüsten atılırcasına indirilmek ve sonrasının ne olacağını bilememek paniğe
sevkediyor insanı. İnşallah o şoför bir gün Türkiye’ye gelir, gelir de turiste
nasıl davranılıyormuş görür ve görür de utanırJ Neyse pasaportlarımıza Brezilya
çıkış damgasını vurdurup elimizde o kağıt parçası arkadan gelecek diğer
mavi-beyaz otobüsü beklerken şoföre sövecek epey vakit buluyoruz..
Ama arkadan
gelen otobüsün şoförü Brezilyalı şoförler genelinin böyle olmadığını
kanıtlarcasına son derece nazik ve babacan çıkıyor. Hatta Arjantin girişinde yine inip bu kez
pasaportlara giriş damgası vurulurken yanımızda bekliyor ve çantalarımızı
bizzat kendisi taşıyarak bize yardımcı oluyor. Biz de “her yerin aysı da dayısı
da var demek ki” diyerek bir önceki olayı bir şanssızlık olarak kayıtlara
geçirip unutuyoruz..
Foz do
Iguaçu’dan Puerto Iguazu’ya gelişimiz için toplam 13 real ödedik. Bunun 8 reali
mavi-beyaz otobüse ait diğeri de merkeze getirene.. Oysa indiğimizde direkt
taxi ile gidelim diye düşünüp taxiciye sorduğumuzda bu transfer için bizden 60
real istemişti.. Bu durumda paranın 4/5’i cebimizde kalmış oldu; belki biraz
zaman kaybettik ama bugün için zaten
başka bir planımız yoktu ve Puerto Iguazu’ya geldikten sonra duş alıp
dinlenmek, çamaşır yıkamak, etrafı turlamak, yemek yemek, peso ihtiyacımızı
karşılamak ve akşam için atıştıracak bir şeyler aldıktan sonra güzel bir
marketin önünde oturup kahve keyfi yapmak için rahat rahat zamanımız oldu ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder