27 Ocak 2013 Pazar.. Tur firması, tam sözleştiğimiz gibi saat 7.30’da bizi
almaya geldi; kahvaltımızı henüz bitirmiş kahvelerimizi içiyorduk..
Aşağıya inip minibüse
bindiğimizde rehberimiz Fernando bugünkü turda sadece ikimizin olduğunu, 5
kişilik gruptaki diğer 3 kişinin dün gece bir kutlama nedeniyle çok içtiklerini
ve bu sabah kalkamadıkları için turu iptal ettiklerini açıkladı. İstesek olmaz
diye düşündük, resmen tur bize özel olacaktı (istediğimiz hızda gidebilecek,
dilediğimiz yerde durabilecek veya herhangi bir sorun çıkarsa rehber bizimle
anında ilgilenebilecekti) .. Endişelerimiz nedeniyle gece biraz da huzursuz uyumaktan
ikimiz de hafif uykulu ve sessiz 1 saat kadar, aracın La Paz’ın ilk kez
gördüğümüz mahallelerinden geçerek başlangıç noktası olan Cumbre’ye (4765 mt)
tırmanışını ve etraftaki karlı dağları izledik.
Başlangıç noktasında
çok kısa bir bilgilendirme alıp verdikleri komik kıyafetleri giydikten sonra
yola koyulduk. Ölüm Yolu diye bilinen toprak yola kadar hemen hemen 23 km’lik
bir asfalt yol var; 1,5 saat kadar sürüyor. Yaklaşık 18 km’si iniş son 5 km ise
hafif çıkış ve inişlerden oluşuyor. 1. Etap bu 23 km sonunda bitiyor ve ilk
mola burada veriliyor; toplam 10 dk.. Sandviç, su, meyveli yoğurt (Bolivya’da
çok popüler) ve çikolata ile ödüllendiriliyoruz.
İkinci etap yani meşhur “Death Road” toplam 40-42 km kadar iniş ve satıh tamamen taşlardan oluşuyor. Ciddi de bir eğim olduğundan artan hızla inen bisiklette hoplayıp zıplayarak giderken zaman zaman zor anlar yaşıyoruz. Belli noktalar gerçekten çok ürkütücü; aşağısı yüzlerce metre uçurum ve özellikle bu keskin viraj noktalarında kendimizi gayri ihtiyari sağa (dağ tarafına) atmaya çalışıyoruz. Bu da her zaman mümkün olmuyor çünkü hem hız var, hem dağ tarafında şelaleler var ve zemin çamurlu, taşlar kaygan; bir de yer yer oluşan su öbekleri var ki (derin ve içleri görünmeyen taşlarla dolu olduğundan) direksiyon hakimiyeti kurmayı epeyce zorlaştırıyor.. Haliyle gün sonunda bilekler, kollar ve eller kasılmaktan bitap düşüyor ama sonuçta kasasız belasız başarmanın mutluluğu müthiş!!! İÇİMİZDEKİ ÇOCUK CANLANIYOR, ÇOK EĞLENİYORUZ VE “İYİ Kİ DENEDİK” DİYORUZ:)
İkinci etap yani meşhur “Death Road” toplam 40-42 km kadar iniş ve satıh tamamen taşlardan oluşuyor. Ciddi de bir eğim olduğundan artan hızla inen bisiklette hoplayıp zıplayarak giderken zaman zaman zor anlar yaşıyoruz. Belli noktalar gerçekten çok ürkütücü; aşağısı yüzlerce metre uçurum ve özellikle bu keskin viraj noktalarında kendimizi gayri ihtiyari sağa (dağ tarafına) atmaya çalışıyoruz. Bu da her zaman mümkün olmuyor çünkü hem hız var, hem dağ tarafında şelaleler var ve zemin çamurlu, taşlar kaygan; bir de yer yer oluşan su öbekleri var ki (derin ve içleri görünmeyen taşlarla dolu olduğundan) direksiyon hakimiyeti kurmayı epeyce zorlaştırıyor.. Haliyle gün sonunda bilekler, kollar ve eller kasılmaktan bitap düşüyor ama sonuçta kasasız belasız başarmanın mutluluğu müthiş!!! İÇİMİZDEKİ ÇOCUK CANLANIYOR, ÇOK EĞLENİYORUZ VE “İYİ Kİ DENEDİK” DİYORUZ:)
Sonuç olarak şunu
söyleyebiliriz Kuzey Yungas Yolu (Death Road) son derece keyifli bir aktivite;
bazı yazılarda yeraldığı kadar endişeli bir durum yok sadece bisiklet deneyimi
ve soğukkanlılık istiyor. Bu arada bu yol için belirlenen süre 4 saat; yani tamamen
hızı kontrol ederek bütün bu zorlukları minimuma indirmek mümkün.. Ama bizdeki
gibi içerdeki şeytan hafif hızdan ve ARDİNAL’den hoşlanıyorsa, üstelik rehber
de aynı kumaştan olup 4 saatte rahat rahat ve fotoğraf çeke çeke inilebilecek
yolu 2 saatte alıyorsa yapacak bir şey yok tabii.. BU DURUMDA MUTLAKA PÜR
DİKKAT VE KONSANTRASYON ŞART!!
Bu arada bir not; yol boyu manzara muhteşem ve aslında yola bakıp kontrol sağlamaya
çalışmaktan manzaranın keyfi çıkarılamıyor. Vakit varsa bu yolu (sadece toprak
bölümünü) bir kez de yürüyerek yapmak çok keyifli olabilir. Üstelik tura falan
gerek yok; böyle bir gün için sabah erken saatte Coroico yönüne giden
minibüslerden birine binip toprak yolun başlangıcında inmek yeterli..
Death Road maceramız
kısaca böyle; tur sonrası öğle yemeği ve yüzme havuzu + duş gerçekten
rahatlatıcı.. Yemekler hiç fena değil (açık büfe tavuk-pilav-salata
çeşitleri-çorba gibi) ve dileyenler gelir gelmez kendini havuza atıp 2 saat
kadar vakit geçirebilir; havuz temiz..
Dönüş yeni yapılan yoldan
hemen hemen 3 saat sürüyor. İnilen toplam 3500 mt yavaş yavaş ve sisler
arasında geri çıkılıyor.. Hemen hemen 17.00 gibi La Paz’daydık; iki kişi
olduğumuz için biraz erken dönüyoruz tabii normalde turun söylediği dönüş
18.00-18.30 gibiydi..
Yarın büyük gün!! Vize
başvurusunda bulunmak üzere sabah erkenden Peru Konsolosluğu’na gideceğiz bakalım
çeşitli sitelerde yazdığı gibi oradan oraya gönderilip eziyet mi çekeceğiz yoksa
işimizi kolayca halledip Peru’ya doğru yola devam mı edeceğiz???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder