26 Ocak 2013 Cumartesi.. Bolivya'nın resmi başkenti Sucre, La Paz ise sadece
idari başkent olarak kabul ediliyor ancak onun başka bir ünvanı var: o deniz seviyesinden 3660 mt yukarıda kurulu ve "dünyanın en yüksek başkenti"..
Oruro-La Paz arası toplam 3 saat ve neredeyse her 15 dakikada bir, bir otobüs kalkıyor; fiyatı 10-15 BOB (2,5-3 TL).. Dün sabah bindiğimiz otobüs saat 10.30’da hareket etti ve öğle 14.00 gibi La Paz’daydık. Bu kıtaya geldiğimizden beri 14, 18 hatta 24 saatlik yolculuklara alıştığımızdan Oruro-La Paz arası 3 saat, göz açıp kapatıncaya kadar geçiverdi tabii. Yol boyu küçük köyler ve kıraç arazilerden geçtik. Saat 13.55 olup da artık La Paz yakınlarında olmamız gerektiğini düşündüğümüzden, gözlerimiz ufukta bir büyük şehir aramaya başladı. Sonuçta dünyanın en yüksek başkentine geliyorduk ve deniz seviyesinden yüksekliği 3660 mt olan bu şehri merak ediyorduk..
Oruro-La Paz arası toplam 3 saat ve neredeyse her 15 dakikada bir, bir otobüs kalkıyor; fiyatı 10-15 BOB (2,5-3 TL).. Dün sabah bindiğimiz otobüs saat 10.30’da hareket etti ve öğle 14.00 gibi La Paz’daydık. Bu kıtaya geldiğimizden beri 14, 18 hatta 24 saatlik yolculuklara alıştığımızdan Oruro-La Paz arası 3 saat, göz açıp kapatıncaya kadar geçiverdi tabii. Yol boyu küçük köyler ve kıraç arazilerden geçtik. Saat 13.55 olup da artık La Paz yakınlarında olmamız gerektiğini düşündüğümüzden, gözlerimiz ufukta bir büyük şehir aramaya başladı. Sonuçta dünyanın en yüksek başkentine geliyorduk ve deniz seviyesinden yüksekliği 3660 mt olan bu şehri merak ediyorduk..
Zaman biraz daha
ilerleyip de şehre ait ilk evleri görür görmez durumu kavrayıverdik :) La Paz’ı tabii
göremezdik, çünkü şehir tıpkı kocaman bir kase gibi aşağıda, tamamen dağların
arasında bir çukurun içinde uzanıyordu (bu koyağın adı Chuquiago’ymuş).. La
Paz’ı gökte ararken yerde bulmuştuk; diğer taraflardan girişin nasıl
göründüğünü henüz bilemiyoruz ama Oruro tarafından giriş gerçekten böyle.. Bütün yollar
tepelerden aşağıya inip kasenin ortasında birleşiyor ve neredeyse düz sokak yok
gibi; her yerde yokuşlar ve merdivenler var..
Otobüsle tepeden
aşağıya sayısız varyanttan geçerek iniyorsunuz; "Terminal de Buses" şehir
merkezine çok yakın. Dolayısıyla aradığınız hosteli bulmak, yürüyerek sadece birkaç dakika
sürüyor. Kasenin yanları sağlı sollu gece kondu benzeri binalarla dolu; boya
bile yapılmamış tamamen tuğla duvarlar nedeniyle her yer kıpkırmızı, kasenin
tam ortasında ise (yani en çukur ve en düz yerinde) 20-25 katlı gökdelenlerle koloniyal
dönemden kalma (pek çoğu resmi daireler) binalar var.. Plaza De Armas şehrin en büyük meydanı,
şehrin ortasından geçen en büyük cadde ise Avenue Mariscal Sanra Cruz..
Görebildiğimiz
kadarıyla bütün büyük şehirlerde olduğu gibi trafik La Paz’ın da sorunu..
İlerlemeyen trafik nedeniyle çalan kornalar ve duran araçların arasından
kendini yollara atıp karşıdan karşıya geçmeye çalışan insan görüntüleri bize
hayli tanıdık..
Hostele kadar bu
görüntülerle ilerledikten ve sırtımızdaki çantaları bıraktıktan sonra hem şehri
görmek hem de karnımızı doyurmak üzere her zamanki gibi kendimizi sokaklara
atıyoruz.. Plaza De Armas’a giden büyük sokaklarda sayısız yiyecek alternatifi
var; ayak üstü bir şeylerle karnımızı doyurduktan sonra biraz daha aşağılara ,
tur firmalarının bulunduğu sokaklara çeviriyoruz yönümüzü.. Pazartesi Peru vize
başvurusu için konsolosluğa gideceğimizden, “önümüzdeki 2 günü civarı gezerek
ve varsa keyifli birkaç tura katılarak geçirelim” diyerek tur firmalarını
dolaşmaya başlıyoruz.
La Paz’da yaklaşık
50-60 tur firması var; hemen hepsi Sagarnaga ve Lllyampu isimli 2 sokakta
bulunuyor. Aklımızda öncelikle “Death Road” diye bilinen Kuzey Yungas Yolu
var.. Geçmişte trafik olan bu yolda pek çok ölümlü kaza yaşanmış ve 1995
yılında “dünyanın en tehlikeli yolu” ünvanını almış. Ancak yapımı uzun yıllar
alan (20 yıl kadar) yeni yolun yapılmasından buyana burada bisikletli turistler
dışında bir trafik yok..
Yaklaşık 65 km ve
tamamı olmasa da %90’a yakın bölümü yokuş aşağı seyreden bu yolun bir tarafı
tamamen uçurum diğer tarafı da dağ yamacı.. Keyifli olacağını düşündüğümüz bu
tura katılmak için fiyatları araştırıyoruz; bisiklet özelliklerine göre değişen
fiyatlar 300-550 BOB aralığında.. Epey bir firma dolaşıp biraz da pazarlık
ettikten sonra hidrolik fren+ ön süspansiyonlu iki bisiklet için Pazar gününe
kişi başı 330 BOB’a bir firmayla anlaşıyoruz.
Tur, molalarda verilen
atıştırmalıklar ve tur sonunda gidilen bir otelde yemek+yüzme havuzu+duş
hizmetleriyle renklendirilmiş durumda; ayrıca fotoğraf ve video görüntüsü işini
de haliyle tur firması hallediyor.
Çoğaltılan cd'ler katılımcılara bir gün sonra hediye t-shirt ile birlikte teslim
ediliyor. Bundan sonrası için
tek duamız havanın iyi olması ve turun kazasız belasız geçmesi!! :)
Sonrasında kasenin
ortasındaki nispeten düz sokakları(!) turlamaya devam ediyoruz.. Coca yaprağını
M.Ö. 2500’lerden alıp günümüze yani Coca Cola’ya, kokaine ve kokainin ilaç
sanayinde kullanılan çeşitli formlarına getiren tarihi geçmişi, Coca
Müzesi’nden daha iyi anlatabilen bir yer yoktur sanıyoruz; hem gerçekten
bilgilendik hem de son derece keyifli zaman geçirdik.. Ardından “Cadılar
Pazarı” denen dükkanların da içinde yeraldığı sayısız hediyelik eşya
satıcısının bulunduğu bölgeyi gezmeye başladık. Aslında bunların hepsi
birbirine çok yakın yerler ve hepsi toplam 10 sokaktan oluşan “turistik alan”ın
içinde yeralıyorlar.
Akşama doğru çiseleyen
yağmuru görünce “hızlanmadan hostele dönelim” dediysek de başaramadık:( Önce hafif başlayan yağmur giderek hızlandı ve
şiddetli şimşeklerle devam ederek havayı biranda soğutuverdi. Yaklaşık 15 dk
kadar yağmur altında yürüyüp, La Paz’ın sele teslim olan ana caddelerinden
paçalarımızı dizlerimize kadar sıyırarak sulara bata çıka ilerledikten sonra
kendimizi hostele attık.
Son 15-20 dakikayı
saymazsak gün keyifli ve güzel geçmişti; ama en güzeli kurulanıp, polarları ve
kuru çorapları giydikten sonra içilen sıcak kahveydi :)
Yarın sabah tur firmasının aracı bizi saat 07.30’da hostelden alacak ve La Paz’dan yaklaşık 1 saat uzakta yeralan başlangıç noktası Cumbre’ye götürecek. Buradaki kısa bilgilendirilme sonrası bisikletlerimizle aşağıya doğru hareket ediyor olacağız. Cumbre’de rakım 4765 m; yaklaşık 5 saat sonunda 3500 mt aşağıya inmiş ve 1300 mt rakıma ulaşmış olacağız. Heyecanımız büyük:) bakalım bizi nasıl bir macera bekliyor???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder