28 Mayıs 2013 Salı

Karnaval Şehri Oruro


24 Ocak 2013 Perşembe..  Sucre’den dün saat 21.00’de hareket eden otobüsle 10 saat yolculuk sonrası Oruro’ya vardık;  Sucre-Oruro arası yol son derece düzgün; herhangi bir rahatsızlık yaşamadan olması gereken saatte yani sabah saat 05.00’te Oruro terminalindeydik.


Sabahları bu saatlerde terminaller pek de hoş olmuyorlar açıkçası.. Her yer kapalı, hava karanlık, yerlerde kıyı köşelerde uyuyanlar, taksicilerin meraklı bakışları..  “Hemen bir hostel bulup biraz kestirelim sonra da şehri dolaşmaya çıkarız” diyerek etrafa bakınmaya başladık. Terminal civarında geceliği 200-250 BOB’dan birkaç otel dışında aradığımız gibi bir yer bulamadık; hafiften hava da aydınlanmaya başladığı sırada sonradan Güney Koreli olduğunu öğrendiğimiz Cyan’la karşılaştık. O da aynı şekilde bu sabah Sucre’den gelmiş ve hostel bakıyormuş; neyse hep beraber bir taksiye atlayıp şehir merkezine gitmeye karar verdik.

Şehir merkezi yaklaşık 10 dk mesafedeydi ancak bu saatlerde orada da durum terminaldekinden pek farklı değildi. Taksici bizi bıraktıktan itibaren 45 dk-1 saat boyunca sırtımızda çantalar o otel senin bu otel benim dolaştık; hepsi birkaç kapı üst üste şekilde kilitli, içeride ne bir ışık ne bir hareket, ziller cevap vermez durumda epey bir yer gezdik.. Neyse sonunda saat 07.00’ye doğru otellerden birinde bir hareket belirdi ve biz de hemen kapısında beliriverdik.. İngilizce-İspanyolca derdimizi anlattıktan sonra şükürler olsun ki hem wi-fi hem kahvaltısı hem de hepimize birden uygun odası olan bu otele yerleşmeye karar verdik. Hemen çantaları odaya bırakıp kahvaltıya çıktık; kahvaltı sonrasında artık ayakta duracak halimiz olmadığından birkaç saatliğine kestirmek üzere yataklara koştuk..Uyandığımızda saat 13.00 civarıydı ve karnımız açtı.. Toparlanıp hem şehri gezmek hem de yiyecek  bir şeyler almak üzere dışarı çıktık.

Oruro deniz seviyesinden 3710 mt yüksekte, Bolivya’nın büyük kentlerinden biri, folklorik başkent olarak anılıyor, en büyük olayı da Oruro Karnaval’ı..  Her yerde 9 Şubat’ta başlayacak ve 3 gün sürecek karnaval için hazırlıklar var. Bütün her yer bakımdan geçiyor, eksikler tamamlanıyor ve Oruro karnaval için gelecek yerli ve yabancı misafirlerini ağırlamak üzere harıl harıl çalışıyor.

Şehirde Plaza Principal ve civarındaki hareketli sokaklar dışında pek de gezilecek bir yer yok. Güney Amerika’nın diğer yerlerinde olduğu gibi burada da her 3 dükkandan biri farmacia yani eczane, ama raflarda ilaç dışında hemen her şey var;  geri kalan 2 dükkandan biri cep telefoncu diğeri de ya bakkal ya da fotokopici!!

Bu arada Oruro’da tepede devasa bir Meryem Ana heykeli var; diğer şehirlerde mirador diye geçen ve şehrin en yüksek tepesinde yeralan fotoğraf noktası burada galiba bu heykelin olduğu tepe.. Karnımızı doyurur doyurmaz hemen tepeye giden bir minibüse atladık; yaklaşık 15 dk sonra tepenin bir alt noktasında gecekondu mahallesi benzeri bir yerdeydik.  Yürüyerek heykelin olduğu yere çıktık; İsa’nın başı kenarda duruyordu henüz kaidesine konmamıştı  ama çalışmalar devam ediyordu; belli ki bu da karnavala kadar bitirilmesi gerekenler arasındaydı.. Belki de hafta içi olmasından pek fazla ziyaretçisi yoktu; biz dahil toplam 10-15 kişiydik. Buradan şehrin kenarında yeraldığı  Uru-Uru Gölü’ne kadar hemen hemen 270 derecelik bir Oruro manzarası görmek mümkün.. Biraz fotoğraf çekip temiz ve serince havanın keyfini çıkardıktan sonra yavaş yavaş yürüyerek aşağıya şehre inip, Mercado Central denen bizdeki Kemeraltı yada Mahmutpaşa benzeri yerde dolaştık.

Meyve sebzeden pastaya, cep telefonundan elbiselik kumaşa, ekmekten kırmızı ete, oyuncaktan çantaya ve defter kitaba ne ararsanız bulabileceğiniz Mercado Central, saat 19.00’dan itibaren tam anlamıyla bir “açık lokantaya” dönüşüyor. Tavuk çevirme başta olmak üzere, etler yumurtalar kızgın yağlarda pişirilip salçalı soğanlı soslarla hamburgere benzer şekilde ekmek arası  servis ediliyor, gözleme benzeri börekler yanında kayısı şerbetiyle satılıyor, tencereler içinde kavrulan etler, haşlanmış patates ve salatayla tabaklara konuyor. Herkes çoluk çocuk bir kenara oturup akşam yemeği işini hem pratik hem de ucuza sokakta çözüyor.. Biz ise bütün bu manzaraları seyredip yeterince doyduğumuza kanaat getirdikten sonra hastalıktan yeni kurtulan midelerimiz için biraz peynir, ekmek ve meyve alıp tekrar otele dönüyoruz:( 

Gece sokaktan gelen müzik sesleriyle irkiliyoruz; odamız arka tarafa baktığından tam olarak ne olduğunu anlayamıyoruz ama Bora hemen makineyi kapıp aşağıya koşuyor. 15-20 dk sonra geri döndüğünde ise elinde, karnaval provaları nedeniyle sokakları dolduran gösteri ekiplerinin video görüntüsü var:) Birlikte seyrediyoruz; yarın sabah kahvaltıdan sonra yönümüz idari başkent La Paz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder