15 Mayıs 2013 Çarşamba

Chile Chicco'dan Valdivia'ya 30 saat





22 Aralık 2012 Cumartesi.. Şili’nin 15 bölgesinden biri olan Aysen Bölgesi’ndeki yolculuğumuzda, Chile Chico’dan saat 16.00’da kalkan feribotla 2 saat kadar yol alıp Buenos Aires Gölü’nün karşı tarafına Puerto İbanez’e, oradan da hemen iskeleden kalkan bir minibüsle (Chile Chico-P.İbanez feribotuna 2000 CLP ve P.İbanez-Coyhaique minibüsüne de 4.000 CLP/kişi özledik ) yaklaşık 2 saatte Coyhaique’ye vardık.

Hem Lago Buenos Aires hem de Puerto İbanez-Coyhaique arası haritada o kadar yakın görünüyordu ki bunca zamanı gölü geçmek ve Coyhaique’ye ulaşmak için harcadığımıza inanamadık önce.. Fakat özellikle Puerto İbanez’den ayrılıp bir yanımız karlı dağlar, bir yanımız gürül gürül akan dereler olmak kaydıyla sürekli tırmanarak ormanlar içinde ilerlediğimiz ve devamlı yükselerek bulutların içinde kaybolduğumuz yolda kendimizi bir anda Doğu Karadeniz’de hissetmeye başlayınca zamanı unutup kontrolü bıraktık ve o andan itibaren de olayın keyfine varmaya başladık.. Şehre yaklaştığımızda hemen hemen en yüksek noktaya ulaşmıştık, yağmur da artık sulu kara dönüşmeye başlamıştı..


Coyhaique gerçekten çok güzel bir yaylada kurulmuş, sakin, sessiz, gözün alabildiği ölçüde yemyeşil, karlı dağlarla ve nehirlerle (Rio Simpson ve Rio Coyhaique) çevrili  ve tabii  sisler içinde bir şehir.. Nem çok yüksek, özellikle son üç yıldır Aralık da bile (burada yaz sayılıyor aslında) yağmur hatta böyle sulu kar yağdığını söylüyorlar. 

Hava tahminine göre 1 hafta kadar daha böyle yağacakmış; gerçi öğleden sonraları güneş hafiften yüzünü gösteriyor ama güvenip plan yapmak mümkün değil. Aslında bu civarda gezilebilecek hatta mutlaka gidilmesi gereken yerler var; ilki Puyuhuapi’deki Queulat Milli Parkı diğeri de Chaiten yakınlarındaki Futaleufu.. Özellikle Futaleufu’nun hem rafting hem de sayısız rotasıyla trekking için muhteşem olduğu söyleniyor.

Açıkça belirtmek gerekirse bu rotada yani "Carretera Austral"de seyahat etmek oldukça zaman, sabır ve para gerektiriyor. Tarifeler hem yüksek hem de hava durumuna göre sürekli değişiklik gösteriyor. Bazen bir yada iki gün süreyle feribot veya otobüs seferleri iptal edilebiliyor ve iptal edildiğini ancak iskeleye gittiğinizde öğrenebiliyorsunuz :(( Beklerken zaman oldukça zor geçiyor tabii; ya sabırla hostelde oturup kitap okumak ya da etraftaki yakın yerleri gezmek lazım ama bu arada bütçeyi de aşmamak önemli tabii! 

Biz bütçemizi  Ushuaia ve Patagonia dolayısıyla zaten biraz aşmış olduğumuzdan, önümüzde 5 gün daha yağış olacağını öğrendikten sonra artık burada beklemek ve gezi bütçemizi hostele vermek yerine  Osorno’ya yani kuzeye devam etmeye karar verdik.
Coyhaique’de hostelden biraz daha küçük hospedaje denen ve aslında bir evin odalarının kiraya verildiği bir yerde kaldık. Güney Amerika bu şekilde pek çok hospedaje var; büyük evi olan pek çok aile kendileri de evin bir bölümünde yaşamaya devam etmek kaydıyla odalarının bir kısmını kiralıyorlar. Ortak banyolu ve kahvaltısı olmayan bu hospedaje için Coyhaique'de gecelik iki kişi 15.000 CLP yani 57 TL ödedik.

Yarın 14.00’de kalkacak otobüsümüzle şu ana kadarki en uzun yolculuğumuzu yapıp (22 saat) 24 Aralık’ta Osorno’ya ulaşmayı planlıyoruz. Sonraki hedefimiz ise biraz daha batıya devam ederek Foucoult sarkacı, Kuntsman birası ve tembel ayı balıklarıyla  ünlü Valdivia'ya geçmek.. 

25 Aralık 2012 Salı.. Uzun süren bir yolculuk sonrası önce Osorno’ya sonra da saat 20.00'ye doğru Valdivia’ya ulaştık. Dün akşam Valdivia'da bizi bardaktan boşanırcasına yağan bir yağmur karşıladı.:((( Tam 30 saattir yoldaydık, yorgun, bitkin ve neredeyse ayakta duramaz haldeydik.. Tam Christmas gecesiydi, turist enformasyon ofisi kapalıydı; terminal neredeyse bomboştu ve herkes kutlama için evlerinde ışıklarını yakmış yemeklerini hazırlamış iken biz yağmur altında sokaklarda hostel arıyorduk. 

Yaklaşık 20 dk sonra ilk gördüğümüz hostelde kendimizi içeri attığımızda içeride herkes mutlu, çoluk çocuk sofraya oturmuş, içkiler açılmış ve kimsenin misafir bekler bir havası yoktu.. Gözlerinde “bunlar da nereden çıktı” bakışıyla bütün başlar bize çevrildi. Bir an çocukların sofradan kalkıp “Aaaaa Noel Baba geldi” diye Bora’ya koşacaklarını bekledik:)) Gerçi bu yorgun ve ıslak üstelik de torbasında kirli çamaşırlarından başka bir şeyi olmayan Noel Baba çocukları ne kadar mutlu edebilirdi bilemiyoruz !!!! Yağmurluklardan süzülen sularla ve sırtımızdaki koca çantalarla gecenin dekoruna uymadığımız kesindi ama açıkçası pek de umurumuzda değildi; tek istediğimiz sıcak bir duş ve düzgün bir yataktı; yemek bile görecek durumda değildik..



Önce duş, sonra uzun ve deliksiz bir uykunun ardından sabah ödediğimiz paranın hakkını verecek mükellef bir kahvaltı yaptık.. Christmas sabahı olması nedeniyle kahvaltıda kurabiyeler, kekler, jambon, peynir, omlet, iki ayrı çeşit reçel, tereyağ, kahve, çay, süt ve ekmek vardı.. Bu kadar çeşidi en son Türkiye’de kendi evimizde görmüştük!!!! Uzuuuuun ve keyifli bir kahvaltıdan sonra elimize haritayı alıp şehri gezmek üzere dışarı çıktık.

Üç nehir tarafından çevrili yarımadalardan ve bunları birbirine bağlayan köprülerden oluşan bu güzel şehir, geçmişte yaşadığı onca talihsizliğe rağmen (1575 ve 1960’da her ikisi de 9-9,5 şiddetinde iki depremle yerle bir olmasının yanında bir de 1907’de çıkan çok büyük bir yangın yaşamış. 1960’daki depremde yaşanan tsunami nedeniyle şehir sular altında kalmış) hayatta kalmayı başarmış ve gerçekten son derece temiz, düzgün ve hem binaları hem insanları hem de doğasıyla insana huzur veriyor Valdivia... Çok turistik olduğu söylenemez ama şehirde 3 tane üniversite var; bu nedenle genç nüfus fazla, sosyal yaşam son derece hareketli ve modern.


Bugün Christmas tatili olduğundan tabii ki sokaklar bomboş; insanlar yeni yeni kendilerine geliyorlar. Biz Valdivia ve Calu Calu nehirlerinin kıyısında dolaşıp, meşhur Foucault sarkacını gördük, deniz ürünleri ve meyve-sebze satılan balık pazarını gezip, balık artıkları için birbiriyle dövüşen karabatakları ve miskin miskin güneşlenen deniz aslanlarını seyrettik. Köprülerin birbirine bağladığı yarımadalardan oluşan bu şehirde bol bol yürüyüp fotoğraf çektik. 

Akşamüstü saat 17.30'da tekrar hareket vakti geldiğinde terminalde hazırdık.. Valdivia-Pucon biletleri için JAC firmasına kişi başı 4100 CLP ödedik ve yaklaşık 2,5 saat sonra Villarica üzerinden Pucon'a vardık. Planımız burada biraz kalmak, Villarica Yanardağı’na çıkmak!!!! :)))))))))) ve sonrasında da termal havuzlarla Caburgua Gölü'nde keyif yapmak..

Bu arada Coyhaique-Osorno otobüsü için kişi başı 30.000 CLP (115 TL), Osorno-Valdivia için  3.300 CLP(12 TL), Hostel Felisa’ya da banyosu içinde oda için gecelik 20.000 CLP (80 TL) ödedik.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder