18 Ocak 2013 Samaipata.. Gördüğümüz kadarıyla
Samaipata, Bolivya'nın diğer bölgelerinden farklı olarak yemyeşil, sessiz,
sakin ve huzurlu. Sabahları horoz sesiyle kalkılıp akşamları araç ve korna sesi
olmadan derin uyku uyunabilen bir köy gibi..
Sabahın beşinde hasta bir şekilde gelip
kendimizden geçmiş halde 2 günü yatarak geçirdiğimiz Samaipata'daki üçüncü günümüzdeyiz.. Bugün biraz daha iyiyiz; dün aldığımız ilaçlar işe yarayacak
gibi..
Bolivya yemek ve
hijyen konusunda çok daha dikkatli olunması gereken bir ülke.. Yolculuk öncesi
bunu biliyorduk aslında ama buraya geldiğimizden bu yana hemen hiçbir hostelde
su kaynatmak dışında donanıma sahip mutfak bulamadık. Büyük bir kısmı sadece
konaklama hizmeti veriyordu.. Kahvaltıyı mısır gevreği veya müsli ile süt
hazırlayıp yanında meyve (muz, elma) yiyerek hallettik. Yemek için de menüler
genelde çorba ve yanında pilav+et (tavuk veya biftek) yani pişmiş ürünler
olduğu için daha az sorun yaşayacağımızı düşündük; önce çorba, sonra pizza, arkasından
tavuk+pilav denedik; baktık herhangi bir sorun yok devam ettik. Ta ki iki gün
önce yolda yediğimiz çorbaya kadar.. :(
Bu yaşadığımız
gerçekten önemli ve son derece ucuz atlatılmış bir deneyim; çok daha ağır bir
durumla karşı karşıya kalabilirdik; bu nedenle bundan böyle öncelikle yollarda
yemek yememeye, sonra da hostel ararken biraz daha uzun ve mutfak öncelikli
araştırma yapıp bugüne kadar yaptığımız gibi kendimiz pişirmekten vazgeçmemeye
karar vermiş durumdayız..
19 Ocak 2013 Cumartesi.. Hala
Samaipata'dayız ve bugün
4. günümüz;kendimizi yola çıkmaya henüz hazır hissetmediğimizden biraz daha kalacak gibiyiz.. Bünyeler hala toparlanmış değil.
Burası Bolivya'nın saklı bahçesi gibi; okuduğumuz pek çok sitede adını bile duymadığımız Samaipata, bizden sonraki gezginlere kesinlikle önereceğimiz bir yer.. Yemyeşil dağlar
arasında bir vadideyiz. Kendimizi tekrar yollara vurmadan önce biraz dinlenmek
için farkında olmadan doğru yere gelmişiz..
Son 2 gündür
civardaki yürüyüş yollarında yavaş yavaş dolaşıp etrafı tanıyoruz. Dün yolumuzun üstünde
hayvanların tamamen doğal ortamında yaşadığı bir hayvanat bahçesi gördük; öyle
fazla büyük bir yer değildi ama pek çok insan canlısı sevimli maymunla sarmaş
dolaş birkaç saat geçirdik ve hayvanat bahçesinin gönüllüleri fransız çiftle
tanıştık..
Bu arada
önemli bir not; Bolivya'da banka ve para konusu epey problemli; bunu ilk kez
Uyuni'de ardından da Potosi'de yaşadık; sorun burada da devam ediyor. Ne
alışveriş noktalarında kredi kartı kullanmak mümkün ne de atm'lerden para
çekmek.. Yani Bolivya'da bir miktar nakitle dolaşmakta fayda var.
20 Ocak 2013 Pazar..
Bugün hastalığımızın 6. günü ve ilk kez turp gibi uyandık; artık ishalden ve halsizlikten eser yok:) Tabii biraz kilo kaybetmiş durumdayız ama sonunda kendimize geldik. Sabahtan buyana hava son derece sıcak ve nemli, günlerden beri yağmur yağacağı
yazıyor ama hala damla düşmedi.. Havanın sıkıntısı bize de basmasın diyerek
kendimizi dışarı atıyoruz.. Tepemizde bir sürü condor uçuyor; burada
yüzlerceler ve çok popülerler.. Tur firmaları özel olarak “condor hiking”
turları düzenliyorlar..
Bugün şehrin 9 km
doğusunda bulunan, bu şehre adını veren ve aynı zamanda da “dünya mirası
listesi”nde yeralan El Fuerte De Samaipata arkeoloji alanına gitmeye karar
veriyoruz .. Brezilyalı çiftten tesadüfen öğrenerek rotamızı değiştirdiğimiz
ama gördükten sonra değdiğine kanaat getirdiğimiz gerçekten son derece ilginç
ve mutlaka görülmesi gereken bir yer burası..
Mesafe uzun değil;
yürünerek de ulaşılabilir ama yol hem toprak, hem sürekli çıkış hem de gidip
gelen araçlar tarafından toz-duman olduğundan çok da keyifli değil.. Yürümek
için çok daha güzel rotalar gördüğümüzden El Fuerte’ye taxiyle gitmek daha
mantıklı geliyor.. Taxiler Samaipata merkezden kalkıyorlar ve 80 bob’a (20 TL)
götürüp orada 1,5 saat bekleyip gezi sonunda tekrar geri getiriyorlar..
Giriş kişi başı 50
bob; bu biletle Samaipata’daki müze de geziliyor ve müzede kazı alanından çıkan
farklı kültürlere ait kullanım eşyaları sergileniyor. Ayrıca El Fuerte hakkında
ispanyolca (ingilizce alt yazılı) bir film de izlemek mümkün.
Yapılış amacı hala tam
olarak çözülememiş El Fuerte De Samaipata ya da kısa adıyla “El Fuerte”,
aslında “kale” demek ama askeri amaçlı bir kaleden ziyade dini veya idari
amaçlı bir kale bu.. Pek çok arkeologun hala ilgi odağı konumunda ve gizemini
korumaya devam ediyor. And Dağlarının doğu kollarından birinin tepesine
kurulmuş olan bu kalede 200 mt uzunluğunda ve 60 mt genişliğinde (şekli hafif
eliptik olsa da yine de min. 10.000 m2’lik bir alandan bahsediyoruz) devasa bir
kaya ve etrafında tapınaklarla yerleşim birimleri yeralıyor; kayanın üzeri ise
tamamen oyulmuş durumda.. Çeşitli hayvan figürlerinin yanı sıra birbirine
paralel kanallar ve drenaj sistemi benzeri yapılarla pek çok geometrik şekilden
(kayanın sırtında kocaman bir daire ve oturma yeri gibi görünen simetrik 12
oyuk var mesela, içinde ayrıca 3 oyuk daha…???) oluşan bu devasa kayaya
astrolojik anlamlar yüklenmiş, dinsel anlamlar yüklenmiş , idari yönetim
merkezi vb şeyler söylenmiş ama henüz kesinlik kazanan bir şey yok. Burası aynı
zamanda dünyanın en büyük oyulmuş kayası.. İlk bakışta çocukluğumuzda
izlediğimiz Uzay Yolu’ndaki Atılgan’a benzettiğimiz:) bu kahverengi kütle bütün gizemiyle önümüzde
uzanıyor..
Hem ziyaretçilerin hem de hava şartlarının kaya yüzeyine verdiği zarar nedeniyle kaya koruma altına
alınmış ve belirli fotoğraf noktaları dışında üzerinde yürümeye izin
verilmiyor. El Fuerte De Samaipata’da ilk olarak İnka öncesi Chanelerin, daha sonra İnkaların
ve son olarak da İspanyolların yaşadığı, daha sonra İspanyolların şehri hemen yakındaki vadiye taşıyarak bugünkü Samaipata’yı kurdukları biliniyor.
Atlantik ve Pasifik okyanusunu da birbirine bağlayan ticaret yolu üzerinde
yeraldığı bilinen El Fuerte De Samaipata hem dünya mirası listesinde yeralması
hem de insana huzur veren doğasıyla Bolivya seyahatinin olmazsa olmazlarından..
Bugün El Fuerte’de
başlayan gezimizi Samaipata’daki müze ve orada izlediğimiz filmle bitiriyoruz.
Son derece keyifli bir günü daha tamamlarken, içimizden bir ses yakınlarda bir
tepenin üzerinde yapayalnız uzanan ve üzerindeki çeşitli işaretler ve
şekillerle gizemini korumaya devam eden bu devasa kayanın arkeologlar kadar
bizim de aklımızı uzunca bir süre meşgul edeceğini söylüyor..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder