15 Mart 2020 Pazar

Ürdün gezi notları Petra Antik Kenti


Ürdün'de 3. günüm 09.03.2020 Petra  Antik Kenti

Sabah saat 05.30 gibi kalkıp Petra'ya doğru yola çıktım. Al Sayhoun Petra'
dan sadece 3 km geride bir Bedevi köyü.


Köyün yüksek noktasından Petra antik kentinin yeraldığı Musa Vadisi harika görünüyor. Petra kapılarını saat 06.00 ziyarete açıyor. Giriş ucreti 1 günlük 50 JOD (70 $), 2 günlük 55 JOD (78$), 3 günlük 60 JOD (85$).

M.Ö. 400 ile M.S.106 yılları arasında yaşadığı bilinen Nebatilerin başkenti olan bu şehir tamamen kireç kayalari oyularak oluşturulmuş ve Musa Vadisi'ne gizlenmiş. 100 km2'lik alana yayılan bu gül kırmızısı şehir dünyanın yeni harikaları arasında yer alıyor. 1985'te UNESCO listesine girmis, bana göre pek öyle değilse de "korunuyor".




Petra'yi gezmek gerçekten kolay değil. Yani sadece hazine, kanyon(siq) ve manastır için bile aynı rotayı iki defa gidip geri dönmek gerekiyor.

Fotoğraf çekmeye doyamayacaginizin garantisini verebilirim. Sakin sakin, doğayı dinleye dinleye uzun uzun yürüdüm ben de ve inanın Musa Vadisi kendisi başlı başına bir sanat eseri.

Mağaralarda halen yaşayan bedeviler var. Kaldığım köydeki evin sahibi Essa'nin anne babası Musa Vadisi'ndeki mağaralarda yaşıyorlar mesela. Ahır olarak kullanılan mağaraların sayısı da azımsanamayacak kadar fazla. Yani o nedenle diyorum ki "koruma altında" sözcüğü bana pek inandırıcı gelmiyor.

Gelelim Petra'yi 1 günde en verimli sekilde gezme işine.. Hem zaman tasarrufu yapmak hem de daha az yorulmak isterseniz siz de benim gibi bir daire cizebilirsiniz. Bunun için, ana girişten sonra sola ayrılıp tepeye çıkmak gerekiyor. Belli bir yere kadar taşlarla kukalar yapılmış onları takip edebilirsiniz, sonrasını da benim gibi mağaralarında çay kahve servisi yapan yerlilerden öğrenebilirsiniz. Kaybolmaktan korkmaniza gerek yok, mutlaka birine rastlar yol sorarsınız; sayıları çok olmasa da etrafta görevliler de var. Ayrıca kısacık da olsa kaybolmusluk hissi yasayabilirseniz de ne mutlu size !!






Bu rotadan gittiğinizde tepeden tiyatro ve mezarlar muhteşem görünüyor. Hem böylece "high places of sacrifice" için keskin bir yükseliş de yapmanız gerekmiyor.

High places of sacrifice, putperest Nebatilerin tanrılar için hayvanları kurban ettikleri yer. Burada aynı zamanda güneş saati olarak kullanılan obeliskleri de göreceksiniz. Manzaraya karşı oturup kısa bir çay, kahve yada soğuk içecek molası vermek için gayet keyifli bir yer doğrusu.

Buradan itibaren Wadi Al Farasa'yi takip ederek aşağıya Qasr-Al Bint'e iniliyor. Yol boyu yine muhteşem tapınaklar, mezarlar ve kireç taşının doğal sanatına tanık olacaginiz mağaralar görebilirsiniz.





Qasr-Al Bint'ten sonra yol ikiye ayrılıyor. Biri sola manastıra doğru tekrar yükselmeye başlıyor, diğeri sağa Great Temple ve Colonated Road ile Royal Tombs'a gidiyor. Burada bir mola verip birşeyler atıştırmak da mümkün. Free  Wi-fi hizmeti de olan Bedevi restoranları ve kafeleri burada. Ayrıca Manastıra yürümeden çıkmak isteyenler için kiralık eşekler de mevcut.

Ad-Deir yani Manastır için buradan itibaren 45 dk-1 saatlik dik bir çıkış var. Ama kesinlikle değer. Yol boyu hediyelik eşya satıcılarının ürünlerini göreceksiniz; pek çoğu her yerde görebileceğiniz ürünler bana hiç özel gelmediler ama bir göz atıp soluklanmak iyi fikir olabilir.

Manastir'da da yine restorant kafe benzeri yerler var. Dönüş yine aynı yoldan yapılıyor ve buradan sonraki durak Great Temple yani Büyük Tapınak. Buyuk Tapınak'la ilgili kesin bilgi yokmuş; ne amaçla yapıldığı yada kullanıldığı bilinmiyor. Ama burada da Jerash'takine benzer bir sütunlu yol var ve bu yol Royal Tombs'a yani Kraliyet Mezarları'na bağlanıyor.




Hepsi birbirinden görkemli mezarlar devasa büyüklükteki kayalara oyulmuş birer sanat harikası. Kirec kayaları duvarlar ve tavanlarda muhteşem manzaralar yaratmış.

Devamında yol amfi tiyatroya ulaşıyor ve tiyatro ile hazine arasında yine mezarlar ve mağaralardan oluşan bir cadde var. Caddenin bitiminde sağda Petra'nin en görkemli binalarından biri olan Treasury yani Hazine yükseliyor. Bunu da tıpkı Monastry (Manastır) gibi dev kayaların içine oymuslar ve sanki kanyona saklamislar. Nebatilerin kralı IV.Aretas'in mezarınin üstüne inşa edildiği düşünülen bu dev tapınak Petra'daki en görkemli yer.

Gece düzenlenen Petra by Night da burada Al-Khazneh'te yani Hazine'nin önünde gerçekleştiriliyor.


Hazine'den itibaren yer yer 70 metrenin üzerine çıkan muhteşem kayalar arasından ilerleyen kanyona(siq) giriyorsunuz. 1,2 km'lik bu kanyon size çıkışa kadar eslik ediyor.

Ben sabah 06.30 gibi başlayıp akşam 17.30'da bitirebildim. Ciddi yorucu ve uzun bir tur olduğunu söyleyebilirim. Ama inanın kesinlikle her anına değiyor; %100 yani. Yetmedi üstüne bir de Petra Müzesi'ne girdim; burada da bütün gördüklerinizden sonra parçaları birleştirme işi var. Wadi Musa ve bu coğrafyada yaşayan Nebatiler dışındaki diğer uygarlıklar da anlatılarak genel bir toparlama yapılıyor.

Petra By Night'da ışıklandırılmış Treasury







Petra by Night giriş ücreti 17 JOD (25$). Mumlarla aydinlatilan kanyon (siq) ve Hazine dairesi gercekten harika bir ambians. Yerel sanatçılar biri üflemeli diğeri telli bir calgiyla müzik yapiyorlar. Tamamen o dönemde gibi hissetmenizi sağlayan bir performans. Lazer ışıkları yada süper hoparlörler falan yok herşey doğal. Bir bardak sıcak içecek ikram ediyorlar ve getirdiğiniz matın üzerinde oturup yerel müzigi dinliyorsunuz. Sonra Hazine aydınlatılıyor, hemen fotoğraf faslı başlıyor tabii; derken kapanış. Dilerseniz mumlarla ışıklandırılmış kanyon boyunca yürüyebilir, Musa Vadisi'nin gecesini istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.

Eve döndüğümde belim sırtım bacaklarım her tarafım ağrıyordu. Gerçekten Petra dolu dolu tam günlük bir turdu ve bitiriciydi. Yarın sabah buradan Wadi Rum'a geçeceğim ama kesinlikle öyle çok erken yollara düşmek yok; sabah biraz uzun uyuyup dinlenip, bir de "artık "bir kahvaltı yapacağım.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder