2000 yıllık çeltik tarlalarıyla Unesco’nun Dünya Mirası Listesi’nde yeralan Batad’dayız..
Manila’dan Banaue’ye gelen otobüsler Ohayami Bus Terminal’den kalkıyor ve hemen hemen her saat başı otobüs var. Biz gece otobüsünü tercih ettik ve 16 Şubat akşamı saat 18.00’de hareket edecek otobüsten yerlerimizi aldık. Fiyat kişi başı 450 Peso/22,5 TL. Yolculuk, yol bakım çalışması olup olmamasına bağlı değişmek kaydıyla ortalama 8-10 saat sürüyormuş; biz 8 saatte ulaştık. Otobüslerde wi-fi var bunun dışında her şey gayet sıradan, herhangi bir ikram vs yok ve yolda sadece 1 kez ihtiyaç molası veriliyor.
Otobüs yolculuklarındaki
aircondition eziyeti hakkında daha önce okuduğum yazıların tamamında yorumlar
vardı ama demek ki yaşamadan tam olarak anlaşılmıyormuş. Ne kadar soğuk
olduğunu kelimelerle anlatmam mümkün değil.
Şoför dışında kimse durumdan
hoşnut değil ama değiştirmenin, kıstırmanın, ricanın falan hiçbir faydası
olmuyor. İnanın insanın içinden ağlamak geliyor; bırakın uyumayı sabit durmak
bile mümkün değil. Üzerimizde pantolon ve polar olmasına rağmen sürekli
kollarımızı bacaklarımızı ovuşturmaktan, nefesimizle yüzümüzü ve burnumuzu
ısıtmaktan sabahı sabah ettik. Güneydoğu Asya diye biz bu kez çok kalın bir şey
getirmemiştik ama yine de yağmurluklarımız ve polarlarımız vardı. Buna rağmen
bere almamış olmanın eksikliğini duyduk ve başımıza, kulaklarımıza takacağımız
bir parçacık bez için tırım tırım çanta karıştırdık. Sonunda zip-off pantolonların en alttaki
bölümünü çıkarıp kafalarımıza taktık da kulaklarımızı bir nebze olsun
ısıtabildik. Sakın “yok canım abartıyosun” demeyin, siz siz olun yanınıza polar
ve rüzgarlığın yanı sıra bere veya kapişonlu birşey almadan buralarda otobüse binmeyin.
Banaue biraz Ayder’i hatırlatan
yemyeşil küçük bir kasaba. Gece konaklamalı 2-3 günlük trekking turları,
şelaleleri ve 2000 yıllık çeltik tarlalarıyla ünlü. Unesco, Batad’ın da arasında
yeraldığı birkaç köyüyle birlikte Banaue’yi Dünya Mirası Listesi’ne almış.
Muhteşem manzaralar sunan doğasıyla Banaue,
Manila civarındaki en turistik bölgelerden biri olarak geçiyor.
Biz Batad’a devam edecek
olduğumuzdan Banau’de çok kalmadık; her ne kadar Manila gibi olmasa da bu yoğun
turist kalabalığı, gürültü ve trafik kafamızı yordu; kahvaltımızı edip ilk
bulduğumuz jeepney’e kişi başı 150 Peso(7,5 TL) ödeyerek Batad’a doğru yola koyulduk. Yol boyu son
derece güzel çeltik tarlaları vardı ve şoförümüz sağolsun her birinde durup bol
bol fotoğraf çekmemize izin verdi. Yaklaşık 1 saatlik sürekli tırmanış
sonrasında jeepney bir yerde durdu ve buranın son durak olduğunu söylendi.
Etrafta birkaç büfeden başka bir şey olmayınca öğrendik ki batad’a daha 1,5-2 km’lik bir yol var ve buradan sonrası tamamen tabana kuvvet! Allah’tan yol hep
iniş ve taş merdivenler yapmışlar (412 basamak), paldır küldür indik ama bir de bunu dönüşü var tabii J
Yukarıdan köy seçilebiliyordu
ama ormanın içine girdikçe hedef kaybolmuş ve sanki git git bitmez bir durum
olmaya başlamıştı ki Batad girişine hemen hemen 100 metre kala solda küçücük
“Batad seyir noktası 1 dakika” yazan bir tabela gördük . Hemen oraya seğirtip
bu Batad denen yer ne menem bir şeymiş diyorduk ki sağımızda belki de dünyanın
en güzel manzaralarından biriyle karşılaştık.
Machu Pichu’dan 1500 yıl daha eski yani 2000 yıllık olduğu varsayılan bu muhteşem çeltik tarlaları insanı
büyülüyor, adeta nefesini kesiyor. Tüm duvarlar gibi yığma
taştan yapılmış, dağlardan gelen doğal sularla besleniyor ve 2000 yıldır pirinç
üretiliyor. Sonradan yöre insanlarıyla konuştuğumuzda burada üretilen pirincin
yaşayanların yıllık ihtiyacını karşılamadığını, bir kısım ihtiyaçlarını yine de
satın almak zorunda kaldıklarını öğrendik ama öyle büyük bir arazi ve öyle
ciddi bir üretim var ki bu insanların tükettikleri pirinç miktarı hakikaten
beynimizi dumura uğrattı.
Dakikalarca bu manzarayı
seyredip çeşit çeşit fotoğraf çektikten sonra köyün girişine geldik. Giriş bedeli
adı altında kişi başı 50 Peso toplanıyor. Toplanan paranın çevre koruması için
kullanıldığını öğrendik. Banaue’de de aynı nedenle kişi başı 20 Peso ödemiştik.
Konakladığımız hostelin adı
‘Rita’s Mount View Guesthouse’.. Tam çeltik tarlalarının karşısında muhteşem
bir yerde yeralan hostelin işletmecisi Rita’nın kızı Germein ufak tefek bir
kadın. Gerçi buradaki kadınların hepsi böyle çocuk gibiler ama Germein ilginç
kahkahasından tanınabilir.
Batad’a girer girmez mahalli rehberler
etrafımızı sardı. Rehberlik için kişi başı 50-100 (2,5-5 TL) Peso arası
istiyorlar. Çevrede gezilecek yer anlamında asma köprü, Tapiya Şelalesi ve
çeşitli seyir noktaları var. Patikalar çeltik tarlalarının arasından geçtiği
için zaman zaman karıştırılabiliyor ayrıca fotoğraf çekmek için çeşitli yerlere
tırmanan ve ayar yapıcam derken dengesini kaybedip tarlalara düşen pek çok
turist olduğu söyleniyor, bu nedenle genelde rehber alınması öneriliyor.
Bugün Tapiya Şelalesi’ne
gittik. Yol uzun ve son derece dik iniş çıkışlardan oluşuyor; ama gayet keyifli
çünkü muhteşem manzaralar eşliğinde yürünüyor. Ayrıca şelale çok güzel,
altındaki havuz derin, yüzülebiliyor. Haliyle su buz gibi ama yürüyüşün
ardından ilaç gibi geliyor. Sonuç olarak Tapiya Şelalesi biraz yorucu ama
kesinlikle görülmeye değer bir yer.
Batad genelde günübirlik
ziyaret edilip geçilen bir yer ama benim önerim en azından 1 gece kalınması.
Buradan ayrılmadan önce bu muhteşem manzara karşısında ayaklar şöyle bir
uzatılmalı, soğuk bir bira veya sıcak bir kahve eşliğinde bu güzelliğin keyfi
doya doya çıkarılmalı.
Batad’ta gün battığında ortalık
tamamen kararıyor, elek ayak çekiliyor ve köy kurbağalarla sineklere teslim
oluyor. Elektrik çok sınırlı kullanılıyor, televizyon, ve internet zaten yok
cep telefonu da nadiren çektiğinden yapılacak tek şey kitap okuyarak yavaş
yavaş uykuya dalmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder