15 Şubat 2014, Filipinler'in başkenti MANİLA’dayız..
Suudi Havayolları'na ait uçağımız Manila’ya saat 14.00 de indi. Filipinlerle aramızda
+6 saatlik bir fark var. Yani bize göre henüz sabah ama Manila'da çoktan öğleden sonra olmuş bile.
Havaalanından çıkar çıkmaz son derece kaotik, gürültülü, insanların koşuşturma içinde oradan oraya
savrulduğu, jeepney'lerin yarattığı trafik terörü nedeniyle korna sesinden başka birşeyin duyulmadığı bir şehir karşıladı bizi.
Jeepney’ler bizdeki dolmuşlar gibi; dilediği yerde durup sinyalsiz kalkıyor, trafik lambası falan dinlemiyor. Aralarda kendilerine yol bulmaya çalışan
binlerce motorsikletli var, arabalar neredeyse birbirlerine değecek yakınlıkta
geçiyorlar ve buna yayalar da eklenince korna sesleri kafanızı serseme çeviriyor.
İstanbul’dan çıkışımızda önemli bir sorun yaşadık; bizden
sonrakilere faydası olur diye düşündüğüm için yazıyorum. Filipinlere
geleceklerin Türkiye’deki havalimanında uçuş kartı alırken, bu ülkeden çıkış
biletlerini mutlaka ibraz etmesi gerekiyor. Aksi halde uçağa binmek mümkün
değil.
Filipinler hükümeti, ne zaman ve hangi seferle bu ülkeden
ayrılacaklarını bilmeden yolcu getiren havayolu firmalarına ciddi bir yaptırım
uyguluyor; yolcuları direkt geldikleri yere gönderiyor ve masrafı da havayolu
firmasına fatura ediyor. Dolayısıyla hiçbir havayolu firması dönüş biletini
görmeden uçağa yolcu kabul etmiyor.
Bizim biletimize ait PNR numaramız vardı, biletimizle
bağlantılı sigorta poliçemizin de numarası vardı ama biletimizin çıktısı
elimizde olmadığı için kontuar görevlisi son ana kadar biniş kartımızı vermedi
ve ciddi ciddi bizi uçağa alamayacağını söyledi. Uzun ve ısrarlı açıklamalarla Mart-Nisan-Mayıs
aylarına yayılmış diğer biletlerimizi göstermemizin ardından yumuşayan ve
biletimiz olduğuna ikna olan görevli kontuarın kapanmasına sadece dakikalar
kala uçuş kartımızı verdi de oralarda hüngür hüngür ağlamaktan kurtulduk.
Yani siz siz olun, bilet çıktılarınızın tamamını elinizde
bulundurun ve gezi başlamadan strese girip havalimanlarında yaşlanmayın. Daha seyahate
başlarken tadınızın kaçmaması için bu konu çok önemli.
Gelelim Manila’ya.. Filipinler hakkındaki ilk izlenimlerimiz
fakirlik, gelir dağılımındaki dengesizlik, çöp sorunu ve yüksek nüfus. Fiyatlar
konusunda izlenimlerimiz çeşitli; her şey Güney Amerika’da olduğu gibi
sokaklarda satılıyor ve sokak fiyatlarıyla market fiyatları arasında çok ciddi
farklar var.
Para bozdurma konusunda en iyi kuru havaalanında aldığımızı
söyleyebilirim. 1 TL 20,1 Filipin Peso’su. Satınalma değeriyle
karşılaştıracak olursam 1 lt su 70 kuruş, hostel 20-25 TL, jeepney indi- bindi 40
kuruş, uygun fiyatlı bir yerde kahvaltı 4-5 TL, yemek 5-8 TL gibi.
Manila’da kalabalık, gürültü ve trafik nedeniyle çok keyifli
zaman geçirdiğimizi söyleyemem ama gelmişken birkaç yer görelim diyerek Intamuros,
Rizal Park, Makati, China Town ve Mall of Asia’yı gezdik. Burası da tüm büyük
şehirler gibi alışveriş merkezi cenneti; açık kapalı çeşitli alışveriş
merkezlerinde özellikle yaş ortalaması 15-25 yaş arası müthiş bir kalabalık
var.
Yemek anlamında öğün durumu yok; her zaman yemek yenebiliyor.
Kahvaltı veya öğle yemeği şeklinde bir
ayırım da yok, yenen şeyler hemen hemen hep aynı. Genelde pirinç, et, tavuk,
sosis, deniz ürünü ve sebze tüketiliyor. Her yemeğin ana ögesi pirinç soya
sosu, balık sosu ve acı sosla lezzetlendirilip ekmek niyetine yeniyor.
Hadi bakalim ilk yorum da benden gelsin. Aman mutlu olun bol bol resim cekin bizde mutlu olacagiz o zaman. :-)
YanıtlaSil:) Sağol Mürscüm biz de bol bol resim ve yorum yollamaya devam edicez.
YanıtlaSil