16 Şubat 2014 Pazar

Jeepney'lerin başkenti Manila'dayız


15 Şubat 2014, Filipinler'in başkenti MANİLA’dayız..

Suudi Havayolları'na ait uçağımız Manila’ya saat 14.00 de indi. Filipinlerle aramızda +6 saatlik bir fark var. Yani bize göre henüz sabah ama Manila'da çoktan öğleden sonra olmuş bile.

Havaalanından çıkar çıkmaz son derece kaotik, gürültülü, insanların koşuşturma içinde oradan oraya savrulduğu, jeepney'lerin yarattığı trafik terörü nedeniyle korna sesinden başka birşeyin duyulmadığı bir şehir karşıladı bizi.

Jeepney’ler bizdeki dolmuşlar gibi; dilediği yerde durup sinyalsiz kalkıyor, trafik lambası falan dinlemiyor. Aralarda kendilerine yol bulmaya çalışan binlerce motorsikletli var, arabalar neredeyse birbirlerine değecek yakınlıkta geçiyorlar ve buna yayalar da eklenince korna sesleri kafanızı serseme çeviriyor. 

İstanbul’dan çıkışımızda önemli bir sorun yaşadık; bizden sonrakilere faydası olur diye düşündüğüm için yazıyorum. Filipinlere geleceklerin Türkiye’deki havalimanında uçuş kartı alırken, bu ülkeden çıkış biletlerini mutlaka ibraz etmesi gerekiyor. Aksi halde uçağa binmek mümkün değil.

Filipinler hükümeti, ne zaman ve hangi seferle bu ülkeden ayrılacaklarını bilmeden yolcu getiren havayolu firmalarına ciddi bir yaptırım uyguluyor; yolcuları direkt geldikleri yere gönderiyor ve masrafı da havayolu firmasına fatura ediyor. Dolayısıyla hiçbir havayolu firması dönüş biletini görmeden uçağa yolcu kabul etmiyor.

Bizim biletimize ait PNR numaramız vardı, biletimizle bağlantılı sigorta poliçemizin de numarası vardı ama biletimizin çıktısı elimizde olmadığı için kontuar görevlisi son ana kadar biniş kartımızı vermedi ve ciddi ciddi bizi uçağa alamayacağını söyledi. Uzun ve ısrarlı açıklamalarla Mart-Nisan-Mayıs aylarına yayılmış diğer biletlerimizi göstermemizin ardından yumuşayan ve biletimiz olduğuna ikna olan görevli kontuarın kapanmasına sadece dakikalar kala uçuş kartımızı verdi de oralarda hüngür hüngür ağlamaktan kurtulduk.
Yani siz siz olun, bilet çıktılarınızın tamamını elinizde bulundurun ve gezi başlamadan strese girip havalimanlarında yaşlanmayın. Daha seyahate başlarken tadınızın kaçmaması için bu konu çok önemli.

Gelelim Manila’ya.. Filipinler hakkındaki ilk izlenimlerimiz fakirlik, gelir dağılımındaki dengesizlik, çöp sorunu ve yüksek nüfus. Fiyatlar konusunda izlenimlerimiz çeşitli; her şey Güney Amerika’da olduğu gibi sokaklarda satılıyor ve sokak fiyatlarıyla market fiyatları arasında çok ciddi farklar var.

Para bozdurma konusunda en iyi kuru havaalanında aldığımızı söyleyebilirim. 1 TL 20,1 Filipin Peso’su. Satınalma değeriyle karşılaştıracak olursam 1 lt su 70 kuruş, hostel 20-25 TL, jeepney indi- bindi 40 kuruş, uygun fiyatlı bir yerde kahvaltı 4-5 TL, yemek 5-8 TL gibi.

Manila’da kalabalık, gürültü ve trafik nedeniyle çok keyifli zaman geçirdiğimizi söyleyemem ama gelmişken birkaç yer görelim diyerek Intamuros, Rizal Park, Makati, China Town ve Mall of Asia’yı gezdik. Burası da tüm büyük şehirler gibi alışveriş merkezi cenneti; açık kapalı çeşitli alışveriş merkezlerinde özellikle yaş ortalaması 15-25 yaş arası müthiş bir kalabalık var.  

Yemek anlamında öğün durumu yok; her zaman yemek yenebiliyor.  Kahvaltı veya öğle yemeği şeklinde bir ayırım da yok, yenen şeyler hemen hemen hep aynı. Genelde pirinç, et, tavuk, sosis, deniz ürünü ve sebze tüketiliyor. Her yemeğin ana ögesi pirinç soya sosu, balık sosu ve acı sosla lezzetlendirilip ekmek niyetine yeniyor.


Bunların tamamı 1,5 günlük gözlemlerimiz. Manila’da daha fazla zaman kaybetmeye gerek olmadığını düşündüğümüz için bugün saat 22.00 otobüsüyle Banaue’ye geçmeye karar verdik. Banaue ve Batad yazılarımızda görüşmek dileğiyle şimdilik hoşçakalın.

Jeepney
Sabah kahvaltımız




Rizal Park




2 yorum:

  1. Hadi bakalim ilk yorum da benden gelsin. Aman mutlu olun bol bol resim cekin bizde mutlu olacagiz o zaman. :-)

    YanıtlaSil
  2. :) Sağol Mürscüm biz de bol bol resim ve yorum yollamaya devam edicez.

    YanıtlaSil