30 Ekim 2017 Pazartesi

Arnavutluk üzerinden Ohrid'e geçtik




3 Mayıs 2015

Ohrid, Makedonya'nın en güzel köşelerinden biri. Ohrid Gölü, Balkanların en derin ve yüzölçümü en büyük göllerinden. Göl kıyısında yeralan ve gölle aynı adı taşıyan kasaba ise son derece turistik; muhtemelen yaz aylarında tıklım tıklım doluyordur. Bizim gittiğimiz dönem gayet sakin ve huzurluydu. Karavanı göl yakınlarında bir yere park edip çarşıya doğru yürürken sürekli Türkçe konuşulduğunu duyup mutlu olduk. İki ayı geçkin zamandır dışarıdayız ve artık memleket hasreti iyiden iyiye sarıp sarmalamış durumda ikimizi de.. eve gidelim istiyoruz artık :)

Burası sanki bir Türk kasabası; pek çok yerde Türkçe tabela olduğu gibi epey de insan var Türkçe konuşan. Hiç yabancılık çekmeden, sanki Türkiye'ye girmişiz gibi rahatça dolaşıp karnımızı doyuruyor, alışveriş yapıp geziyoruz. ilk yola çıktığımız hafta Makedonya'dan geçerken Üsküp'te yediğimiz lezzetli kebaplardan (köftelerden) burada da yiyoruz; burada porsiyonlar daha dolgun gibi geldi :) Türk damak tadını özlemişiz .. Porsiyonuna 3€ ödüyoruz. Bu arada 1€ = 61,5 denar ama pekala € da kullanılıyor.

Ohrid'i ve yukarıda Ayasofya Kilisesi'yle antik tiyatroyu gezdikten sonra kilisenin hemen yanındaki kafeteryada göl manzarasına karşı birer Türk kahvesi içip yorgunluk atıyoruz.

Bu arada Ohrid'de her yerde sedef takılar satılıyor. Malum göl incisiyle meşhur ama burada satılan ürünlerin pek çoğu sadece sedef; gerçek inci değil. Biz ilgilenmediğimiz için sormadık ama tezgahtarların sözüne itibar etmemenizi öneririm. Gerçeği için yardım almak şart!

Yavaş yavaş aşağıya inip eski Ohrid'nin sokaklarını, beyaz badanalı eski evlerini ve küçük tezgahlarında hediyelik eşyalar satan esnafları dolaştıktan sonra, yarım saat mesafede gölü besleyen Dirim Nehri'nin kaynağının da yeraldığı St.Naum'u görmek üzere Ohrid'den ayrıldık.

St. Naum Slavların önemli azizlerinden biri. Kendisi Kiril alfabesini bulan Aziz Kiril'in öğrencisi ve bu alfabenin yayılmasında önemli rol oynamış. Bir tarafı göl diğer tarafı Dirim Nehri olan St.Naum Kilisesi, 16.yy'da inşa edilmiş. Aziz Naum'un mezarı da burada yeralıyor ve inanışa göre mezarına kulağını dayayan "iyi insanlar" St. Naum'un kalp atışlarını duyabiliyorlarmış.  Kilise ve bahçesi son derece huzurlu gerçekten insanı  Burada Sdinlendiriyor.

Kiliseden sonra Dirim Nehri'ndeki gezinti teknelerinden birine binip nehrin iç taraflarına doğru ilerleyip suyun yeryüzüyle buluştuğu(kaynadığı ) noktaları izliyoruz. Dalları suya kadar inen ağaçların gölgesinde bu nehir gezisi bütün yorgunluğumuzu alıyor. 

St.Naum'dan tekrar Ohrid'ye, geceyi geçirmek üzere göl kıyısındaki park alanımıza dönüyoruz. Yarın buradan hareket edip önce Selanik'e oradan da  yavaş yavaş artıkTürkiye'ye ulaşmaya çalışacağız.






































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder