11 Şubat 2013 Pazartesi.. Machu Picchu sonrası döndüğümüz Cusco’dan sonra
hedefimiz Lima’ya doğru hareket etmek ve yavaş yavaş Ekvator sınırına yaklaşıp
vize süremizi çok da fazla geçirmeden bu ülkeden ayrılmaktı.. Bu arada
hostelden ayrılıp terminale gitmek üzere Plaza De Armas’a geldiğimizde yine
alanda rengarenk kıyafetleri içinde çeşitli grupların dans ederek resmi geçit
yaptıklarını gördük. Tüm kıtada olduğu gibi Peru’da da karnaval zamanıydı.. Gösteri gruplarını izleyip fotoğraf çekerek terminale vardık.
Biletlerimiz saat
17.00’deki İca otobüsüneydi ve daha 4 saatimiz vardı. Otobüs saatine kadar
Chincero’daki Pazar pazarını gezelim istedik ve hemen en yakındaki taksiciye
sorduk. Yaklaşık yarım saat mesafedeki Pazar için verdiği fiyat gidiş geliş 80
sol'dü.“Otobüs yok mu” deyince başka bir garajdan kalktığını ve çok da sık
olmadığını, beklemek zorunda kalıp İca otobüsüne gecikecebileceğimizi anlattı.Toplam 4 saat vaktimiz vardı; gideceğimiz yolsa max. 45 dk ya da 1 saat sürerdi; denemeye karar verdik.
Önce aynı taksiciyle diğer
garaja gittik ve 5 sol verdik. Bu arada garaj derken yanlış bir beklenti oluşturmayalım aslında ortada garaj maraj yok; sadece bir alan var otobüsler oraya gelip yolcu alıp yolcu indiriyorlar, hepsi bu. Chincero otobüsü son derece sık; hemen hemen 15 dk’da bir kalkıyor
ve kişi başı 4 sol.. Yani gidiş geliş toplam 16 sol yapıyor; 5 de taksiciye
verdiğimizi koyarsak 21 sol.. Cusco'ya gelip de Chincero'daki yerel pazarı ziyaret edecekler için kesinlikle bu yolu öneririz; hem ucuz hem de gayet kullanışlı ve basit bir yol. Taksicilere teslim olmaya hiç gerek yok yani!
İlk otobüs full gitti bize yer kalmadı ama ikinci
otobüse bindik; her yerde durup ayakta ilave yolcu almasına rağmen 45 dk sonra
Chincero’daydık.. Pazarı gezip alışveriş yapıp Cusco’ya döndüğümüzde ise ancak
saat 16.00’ydı ve daha bir saat vaktimiz vardı:) Yani kıssadan hisse dememiz o ki “ taksiciler dünyanın her yerinde aynı; turistik yerlerin tamamında dikkat etmek lazım”..
Cusco’dan aldığımız
otobüs biletiyle 15 saat sürmesini beklediğimiz İca maceramız toplam 24 saatlik
bir yolculukla sona erdi.. Sabaha karşı bir kamyonun yan yatıp yolu tamamen
kapatması neticesinde çekici gelinceye kadar 7 saat bekledik.. Bu
arada Nazca’ya kadar yol boyu manzara muhteşem.. Her yer yemyeşil ve sarı ve
kırmızı ve araziler hep ekili.. And Dağları zaten son derece keskin ve
tehlikeli virajlarla dolu (sanıyoruz bu
nedenle genelde uçuş tercih ediliyor), haliyle sürat yapılamıyor; bir de kaza
olunca seyahat süresi otomatikman 24 saate uzadı..
Neyse netice olarak
saat 17.00 gibi İca’da ve hemen atladığımız bir taksiyle de 10 dk sonra
Huacachina ’daydık.. İca-Huacachina taksi ücreti 5 sol; gelirseniz fazlasını
ödemeyin!! Burası gerçekten okuduğumuz yazılardaki gibi çölün ortasında bir
vaha.. Küçücük bir köydeyiz; belki köy bile demek fazla.. Her yer gözün
alabildiğine bembeyaz kum, etraf sand boarding yapanlarla bunları kum
tepelerine taşıyan ve “buggy” denen özel
korumalı ciplerle dolu.. Ortada küçücük bir lagun, etrafı tamamen devasa
palmiyeler ve okaliptuslarla çevrili, gölün kıyılarında küçük restaurant ve
oteller var, turistik yerlere mahsus
hediyelik eşya satıcıları burada da tezgahlarını yerlere kurmuşlar, gölde
kiralık deniz bisikletleri ve sandallar, etrafta yerli yabancı turistler..
Belli ki herkes buraya
sand boarding ve buggy’lerle çölde tur yapmaya geliyor.. Neredeyse tüm
hosteller sand boarding anlaşmalı rezervasyon yapıyorlar; tur alırsan 50 sol
almazsan 70 sol gibi.. Birkaç hostel
dolaştıktan sonra “vaktimiz yok vizemiz az” falan diyerek sand boarding almadan
bu gecelik zor bela bir yer bulabildik; yarın Paracas ve Pisco üzerinden
Lima’ya geçmeyi düşünüyoruz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder