6 Mart 2013 Çarşamba.. Nasıl bir memleketmiş bu Ecuador anlamadık n’aparsak
yapalım buradan çıkamıyoruz; şimdi de Peru sınırındaki Huanquillas’ta takıldık:( Guayaquil’den bindiğimiz Lima otobüsü gümrüğe
geldiğinde hiç istifimizi bozmamıştık; nasılsa Peru vizesi kaldırılmıştı ve her
yerde olduğu gibi sadece pasaportumuza damga vurdurup geçecektik.. Göğsümüzü gere
gere verdik pasaportları görevli memura; adam şöyle birkaç saniye pasaportlara
sonra da bize bakıp “vizeniz bitmiş sizin” dedi, biz de gayet rahat “evet
biliyoruz ama Türk vatandaşlarından zaten vize istenmiyor artık” dedik. Sonra adam internete girip aramaya başladı; ne
zamandır uygulanıyor? nerede yayımlanmış? diye ama bir şey bulamadı. Sonra
birilerini aramaya karar verdi, bu arada arkamızdaki kuyruk uzayıp giderken
insanların meraklı ve hafiften sıkılmış bakışları altında biz beklemeye, adam
da emin olmak ve yanlış bir şey yapmamak için telefon üzerine telefon açmaya
devam ediyordu .. Neyse ilerleyen dakikalar içinde anladık ki “vize hala
kalkmamış; evet iki ülke arasında anlaşmaya varılmış ama henüz resmi bir bildirimde bulunulmamış!! Oysa Ecuador'a girerken Macara'daki gümrük memuru “tam da vize
kalkmışken çıkmasaydınız” gibi bir şey söylemiş La Paz'da tanıştığımız Paşa da
kendi bloğunda bunu doğrulamıştı..
Sonrası, durumun belki
de en can sıkıcı dakikalarıydı: Meraklı bakışlar altında otobüsten eşyalarımızı
ve bagajlarımızı alıp inişimiz, otobüstekilerin aşağıya bize bakarak
uzaklaşmaları ve bizim orada öylece, boynu bükük kalakalışımız:(
Coco denen adam Ormeno
firmasının sınırdaki görevlisi.. Bizi alıp önce tekrar Ecuador giriş damgası
almak üzere gümrüğün bir başka girişine götürüyor. Yaklaşık 1 saat arayla önce
çıkış sonra tekrar giriş yaptığımız bu Ecuador artık içimize fenalık getirmiş
durumda ama yapacak başka bir şey, gidecek başka bir yol da yok. Tek
alternatif uçmak ama o da zaten yorgun bütçemize epeyce ağır geliyor.. Neyse
Ecuador giriş damgalarımızı alıp gümrükten çıkıyoruz; tabii bu arada saat
neredeyse 22.00 oluyor..
Yorgun, bitik, hayal
kırıklığına uğramış ve “rezil olma” duygusuyla birlikte otobüs biletlerimizi de
yakmış olmanın üzüntüsüyle kenarda oturuyoruz.. Bora dayanılmaz bir şekilde sigara
içmek istiyor; bense ne olursa fark etmez bir şeyler içip burada sızmak
istiyorum.. Coco yine geliyor ve eğer
istiyorsak bizi bir otele götürebileceğini söylüyor. “Yarın sabah erkenden
Machala’daki Peru Konsolosluğu’na gider vize işlemlerini yapar sonra da ilk
otobüsle buradan Lima’ya devam edersiniz” diyor. Her ikimiz de düşman gibi
bakıyoruzadama; aslında belki de bize iyilik
etmeye çalışıyor ama hiçbirini duymaya tahammülümüz yok artık.. Machala neresi?
Nasıl gidilir? Peru Konsolosluğu nerededir? Evraklar, işlemler, beklemeler, ya
yine bilmem kaç gün sürerse?????? O anda bunların hiç birine gücümüz yok!!
Coco devam ediyor “ben
yarın sabah gelir 07.30’da sizi alır arabamla Machala’ya götürür Peru
Konsolosluğu’nda işlemlerinizi halletmenize yardımcı olurum.. Şimdi sizi bir
otele götüreyim, yatın biraz dinlenin, yarın sabah her şeyi hallederiz merak
etmeyin”.. Adam tam bizdeki fırıldak iş bitirici tiplere benziyor. Kısa boylu,
esmer, beyaz dişleriyle devamlı bir sırtlan gülüşü var ama tanımadığı kimse
yok.. Evet kuşkularımız var ama konuştukça kaygılarımız nispeten azalıyor ve
belki de yorgun beyinlerimiz artık daha fazla düşünmek istemediğinden iyiye
yoruyoruz..
Sabah saat 7.45 gibi
Coco ve kırmızı Corsa'sı görünüyor. Hemen çantaları yükleyip yola çıkıyoruz.
Machala yaklaşık 1,5 saat sürüyor; saat 09.00 gibi Peru Konsolosluğu’nun
önündeyiz. İçeridekiler son derece kibar ama İngilizce bilmedikleri için
konsolosun kendisini bekliyorlar.. Kısa süre sonra oldukça iyi giyimi ve kibar
tavırlarıyla konsolos görünüyor; İngilizce konuşuyor ve hemen nereden
geldiğimizi soruyor “Türkiye” diyoruz; Peru ve Türkiye aynı isimde iki ülke
diyor. Peru Portekizce hindi demekmiş.. Gülümsüyoruz ama sadece
nezaketimizden.. Asıl derdimiz malum; vize almak.. Evraklarımıza bakıp “bizimle
ilgili görüşünün olumlu olduğunu, bunu Lima’ya bildireceğini ve vize vermek
istediğini söylüyor. Sadece birkaç gün alabilirmiş, beklememiz gerekecekmiş.
Ben hemen atlayıp “ama bizim zaten vizemiz var geçen ay almıştık sadece tekrar
Peru’ya girmemiz gerektiği için buradayız 2-3 günlük transit vizesi istiyoruz”
diyorum ve sayın konsolos benim pasaportuma bakıp durumu doğruladıktan sonra “o
zaman birkaç güne veya evrakların Lima’ya gitmesine gerek yok; ben size hemen
vize vereceğim sadece kişi başı 30$’dan 60$ yatırıp gelin” diyor. Coco hemen
yetişip “ben gidip yatırayım siz bu arada diğer işlemleri yapın zaman
kazanalım” deyince bize de mantıklı geliyor ve parayı veriyoruz Coco uçup
gidiyor.. Bu arada bizden tekrar parmak izimiz, imzalı kimlik bilgilerimiz ve
fotoğraf alınıyor; pasaportların fotokopisi çekiliyor derken Coco elinde para
yatırma kağıtları geri geliyor, sayın konsolos hemen imzalıyor ve tekrar
kırmızı Corsaya atlayıp bu kez Tumbes’e doğru hareket ediyoruz. Machala
gümrüğünden çıkış alıp Peru’ya giriş yaptırdıktan sonra Tumbes hemen hemen 20
dk. sürüyor.
Tumbes’e giden yol
sağlı sollu muz tarlaları dolu.. Hava son derece nemli, yapış yapış ve boğucu..
Şehir tarfiği tuk-tuklarla karmakarışık, yol çalışmaları nedeniyle her yer
kazılmış ve ortalığı toz-toprak götürüyor.. Tumbes bu görüntüsüyle pek iç açıcı
gelmiyor bize; tipik sınır kasabalarından biri.. Sadece bir şeyler atıştırılıp,
yola devam etmek için eksikler tamamlandıktan sonra ayrılınacak bir yer..
Civa (Siba okunuyor) firmasının saat
16.30 Lima otobüsünden iki bilet alıyoruz ve otobüs saatine kadar bir şeyler
yiyip yolculuk için su ve bisküvi alıyoruz.. Civa otobüsleri son derece rahat,
klimalı, üç öğün yemek ve wi-fi var.. Otobüse yerleştiğimizde tüm sıkıntılarını
geride bırakmış ve yola devam ediyor olmanın huzuru içindeyiz. Her şeye rağmen
sağlığımız yerinde, moralimizi toparlamış durumdayız ve dilini konuşamadığımız
bu kıtada bir şekilde işlerimizi çözüp yola devam
ediyoruz.
Lima’ya yaklaşık 18
saatimiz var; planımız orada Paşa ve
Gizem’le buluşmak sonrasında da Brezilya’ya devam etmek üzere Bolivya La Paz’a
geçmek.. Herşeyin yolunda gitmesi dileklerimizle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder