5 Eylül 2013 Perşembe

Tarija'daki İnka Yolu



23 Mart 2013 Cumartesi.. Tarija’daki 10.günümüz;  hafif bulutlu ama güneşin ara ara kendisini gösterdiği güzel bir güne uyandık. Hafif akşamdan kalmayız ama sıcak bir duş ve kahvenin üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yok tabii!

Dün akşam 15 kişi hep beraber mutfağa girip kocaman bir sofra hazırladık. Luis bahçedeki mangalı yaktı; gündüzden etleri alıp soslamıştı; hep birlikte çeşit çeşit salatalar hazırladık.. Masaları birleştirip bahçede kocaman bir  ziyafet sofrası yaptık ve ardından içkilerimizi de aldık. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar hoş sohbetler ve kahkahalar eşliğinde son derece keyifli anlar yaşadık. Grubumuzda bizim dışımızda 5 Alman, 2 Portekizli, 2 İngiliz, 2 Fransız, 5 Bolivyalı vardı ve gayet derece keyifli bir akşam yemeği yedik.


Yarın için bir gezi planlıyoruz; havanın durumuna göre plan değişebilir tabii ama eğer her şey yolunda  giderse hep birlikte Tajzara’ya gidip önce 3400 mt’deki Tajzara Lagunları’nı gezip sonra da göllerin hemen yakınından başlayan Inka Yolu’nu yapmak istiyoruz.


Internetten okuduğumuz kadarıyla Inka Yolu aslında 1 günlük bir aktivite. Yürüyüş sonunda hemen hemen 2000 mt aşağıya iniyorsunuz ve yol boyunca dereler geçip yüksek vadilerde condorları seyrediyorsunuz. Yol üzerinde son derece sevimli köyler var ve istenirse bu köylerdeki evlerde gecelemek mümkün.. Bu durumda programı 2 günlük yapmak ve her gün 5-6 saat yürüyüp etrafın keyfini çıkarmak daha iyi olabilir diye düşündük. İnka Yolu Tarija’ya gelen doğa severlerin kaçırmaktan hoşlanmayacakları keyifli bir macera.

25 Mart 2013 Pazartesi..  Şimdi İnka Yolu hakkında gerçekten detaylı bir şeyler yazabilirim.. Dün sabah saat 09.30 gibi başladığımız İnka Yolu’nu molalar dahil 7,5 saatte tamamladık. Kesinlikle kaçırılmaması gereken aktivitelerden biri ve yolu Tarija’ya düşen trekking severlere kuvvetle tavsiye olunur:)


Hazırlıklar bir gün önce alınan iki adet tavukla başladı. Tavuklar bir güzel haşlanıp suyundan sabah için sebzeli tavuk çorbası etinden de kumanya olarak yaklaşık 50 tane sandviç hazırlandı. Sandviçlerin hazırlanması aşamasındaki iş bölüşümü ve yardımlaşma gerçekten takdire değerdi:) Kimi sebzeleri doğruyor, kimi tavuk etlerini ayıklıyor, kimi mayonezle sos hazırlıyor, birileri ekmekleri kesiyor… Sonunda gece yarısını biraz geçe sandviçlerimizi buzdolabına koyup yürüyüş için hazırladığımız çantaların baş ucunda beklediği yataklara giriyoruz..


Sabah gün saat 06.00’da başlıyor. Herkes çorbasını içip çantasına sandviçlerini koyduktan sonra yola çıkmak üzere arabadakini yerini alıyor. Araba bölge için gayet uygun ve yerden hayli yüksek bir Land Rover; ancak toplam koltuk sayısı 10 (şoför hariç) ve biz tam 12 kişiyiz!! 12 dev adam misali kocaman kocaman 5 Alman, 2 Portekizli, 2 Fransız, 2 Türk ve 1 Bolivyalı. Neyse sıkışıp tepişerek arabaya yerleşiyoruz; emniyet kemerine ihtiyacımız yok zira kimse 1 mm bile kıpırdayamıyor:)

Yönümüz doğu yani Tupiza tarafı ve Tajzara’daki göller bölgesi için hemen hemen 2 saat yolumuz var. Aracımız hafif hafif atıştıran yağmurla birlikte Tarija’dan ayrılıyor ve sislerin içinde Tupiza’ya giden asfalt yolda tırmanmaya başlıyoruz. Hava bulutlu, yer yer bulutların arasından masmavi gökyüzü kendini gösteriyor ama hala sis var ve kasvet devam ediyor. Daha çok erken olduğundan günün kalanı için hava tahmininde bulunmak zor; internet öğleden sonra açacağını söylüyor..


 Yol üzerinde pek kayda değer bir yer yok ama şoförümüz  ara ara bir yerlerde durup 5-10 dk mola veriyor, böylece dışarı çıkıp birkaç adım atabiliyoruz ve bacaklarımız tamamen tutulmaktan kurtuluyor..  Tajzara’ya gelmeden hemen önce bir tünele giriyoruz ve çıkışımızda sanki bambaşka bir yerdeyiz. Tünel öncesi atıştıran yağmur tamamen durmuş ve masmavi gökyüzünde pırıl pırıl bir güneş! "Tünel öncesi ve tünel sonrası" demek mümkün! Az ilerde göller masmavi görünmeye başlıyor. toplam 4 adet göl var; özellikle Ekim ayında göllerde binlerce flamingo olduğu söyleniyor. Dün sadece birkaç flamingo ile birlikte karabatak ve kara tavuklar vardı.. Her birinde kısa kısa durup fotoğraf çekip bu arada bacaklarımızı rahatlatıyoruz.
Inka Yolu için patika son gölün hemen solundan başlıyor,  arabayı terk ettiğimizde saat 09.30 ve birkaç toplu fotoğraf sonrası yürüyüşe başlıyoruz.


İnkalar kıtada toplam 45.000 km yol yapmışlar ve bu yolların büyük kısmı halen köyler arası ulaşımda yürüyüş için kullanılıyor. İnka Yolu söylendiği gibi 3000 mt’den başlayıp hemen hemen 1000 mt’ye kadar iniyor ve küçük bir bölümü hariç tamamen yokuş aşağı.. İlk 2 saatin sonunda dere yatağına indiğimiz noktada solda bir şelale ile karşılaşıyoruz; burası ilk yemek molamızı verdiğimiz yer.. Afiyetle sandviçlerimizi yiyip sularımızı şelaleden tazeledikten sonra yavaş yavaş yola devam ediyoruz.. Yaklaşık 4,5 saat sonunda birkaç evden oluşan bir yere geliyoruz; burası istenirse gece konaklanabilecek bir köy.. Saat henüz 14.00 ve burada durup akşamı beklemek -hele de böylesi boş bir arazide- çok sıkıcı geleceğinden “devam edelim” diyerek patikayı takip ediyoruz. İnka yolu yer yer ciddi çöküntülere uğramış ve zaman zaman kayboluyor ama nehir takip edildiğinde tekrar karşımıza çıkıyor. Bu ilk köyün ardından bir mezarlık ve mezarlıktan sonra da solda yine iki-üç evden oluşan başka bir yerleşime rastlıyoruz. Bunları da geçip devam edince bu kez nehir yolumuzu kesiyor. İşte bu andan itibaren tam 6 kez ayakkabılarımızı çıkarıp, nehri geçip tekrar giyip devam ediyor ve sonraki geçiş için tekrar çıkarıyor, nehri geçip giyiyor ve sonraki geçişe kadar yürüyüp ayakkabıları tekrar çıkarıyor, nehir geçiyor ve giyiyoruz:) Toplam 6 geçişin  sonunda nehir bizimle dalga geçmeyi bırakıp sola doğru yoluna devam ediyor ve İnka Yolu tepelerden sağa kıvrılıyor.. Kısa bir süre tırmandıktan sonra yol tamamen sisler içinde ve muhteşem görüntüler eşliğinde zirveye ulaşıyor.  Zirvenin hemen altında dağılmaya başlayan sisin içinden kendini göstermeye başlayan dağlar, dağların tepesindeki yemyeşil yaylalar ve aşağıda gürül gürül akan nehir hepimizi adeta olduğumuz yere çakıyor .. Herkes sanki derin bir uykudan uyanmışçasına karşısındaki manzaya bakıp hayal mi gerçek mi rüya mı görüyorum gibisinden gözlerini oğuşturuyor..


Buradan itibaren tekrar iniş başlıyor ve hemen hemen 3 saat sonra Pinos de Sud adındaki köye ulaşıyoruz. Köyde Pazar gününe özel bir eğlence var; gençler meydanda toplanmış dans ediyorlar.. Luis bu arada biz Tarija’da geri götürecek birilerini bulmaya ve pazarlık yapmaya çalışıyor. Yaklaşık 15-20 dk sonra arabalara binmiş Tarija’ya doğru gidiyoruz; bir güzel aktivite daha tamamlanmış durumda. Gruptaki herkes sağlıklı, kimsede bir problem yok, hepimiz yorgun ama bir o kadar da mutluyuz..


Dünü böyle tamamladıktan sonra bugün akşam 20.00 otobüsüyle Tupiza’ya gidiyoruz. Yol 8 saat sürüyormuş, muhtemelen yarın sabah 04.00 gibi Tupiza’da olacağız. Güney Bolivya’nın en keyifli yerlerinden biri olduğu söylenen ve aynı zamanda Arjantin sınırı Villazon’dan sonraki ilk kasaba olan Tupiza doğası ve at turlarıyla ünlü.. Yarından itibaren Tupiza notlarında buluşmak dileklerimizle.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder