30 Mart 2015 Pazartesi

Varşova'dan ayrılıyoruz hedef Katowice



28 Mart 2015 Polonya’nın başkenti Varşova’dayız

Varşova, bence Polonya’nın en vasat şehri; bütün başkentlerde gördüğümüz ve bende rahatsızlık yaratan soğuk renkli kübik ruhsuz binalar burada da ziyadesiyle mevcut. Şehrin gece manzaraları gündüzkilerden çok daha cezbedici; güzel ışıklandırılmış kiliseler ve kaleler Varşova’ya olduğundan başka bir hava veriyor.

II.Dünya Savaşı’nda pek çok şehrin başına gelen yerle bir edilme durumu Varşova için de geçerli tabii ama burası da diğer pek çok yer gibi  aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş. Bazı restorasyonlar halen devam ediyor ama demek ki Varşova’da daha önce de pek bir şey yokmuş ki yeniden inşa edilmesi şehri cazip hala getirememiş.

Belki de şehrin şanssızlığı bizim Krakow, Gdansk ve Torun’u ve bu şehirlerdeki Old Town’ları gördükten sonra Varşova’ya gelmiş olmamız. Gerçek anlamda tarih, kültür, estetik ve doğa arayanlar için Polonya’da Varşova’dan çok daha  tatminkar şehirler var.

Öğle saatlerinde vardığımız şehri şöyle bir geziyoruz, turistik merkezler olan Kale Meydanı, Kraliyet Sarayı, Krakowskie Przedmiescie caddesinde dolaşıp zapiekanka yiyoruz. İnanın buradaki zapiekankanın bile Krakow’da yediğimizle uzaktan yakından alakası yok.

Biraz daha dolaşıp bulduğumuz ilk Mc Donald’sta Mürs’ün konaklayacağı hosteli  ayarladıktan sonra adresi navigasyonumuza kaydedip merkezden ayrılıyoruz. Hostel hiç beklemediğimiz kadar sapa bir yerde; gerçi biz neresi sapa neresi değil tam da bilemiyoruz ama navigasyona rağmen öyle zor oluyor ki ulaşmamız, buraların gps sinyali bile alınamayan sapa yerler olduğuna karar veriyoruz.

Akşam yemeğimizde tarhana çorbası, Meksika fasülyeli mantar!! (bkz. açıklama) ve avokadolu ve rendelenmiş kerevizli marul salatası var. Bu arada Bora kendini epeyce aştı; kerevizi ağzına koymayan avokado deyince yüzünü buruşturan adam hepsini yemeğe başladı :)

Mürs’ü yerine gönderdikten sonra biz de çay demleyip biraz daha oturuyoruz. Ben notlarımı yazıyorum Bora da arabayla ilgili bayındırlıklar yapıyor. Bugünlük de bu kadar, yarın Mürs’ü Türkiye’ye uğurlayıp kendimiz de Bratislava’ya doğru turumuza devam ediyor olacağız. Şimdilik hoşçakalın :)

Açıklama : Hosteli bulmak uzun zaman aldığından akşam yemeği için doğru dürüst hazırlık yapamıyoruz. Son anda bulduğumuz kurbağa amblemli küçük bir mağazada konserve mantar ve Meksika fasülyesi bulunca bu ikisini karıştırıp, bol soğan ve karabiber ilavesiyle beklemediğimiz kadar güzel bir sote çıkarıyoruz ortaya :) Nam nam nam..

29 Mart 2015 Varşova’dan ayrılıyoruz

Sabah pek de erken olmayan bir saatte uyanıp kahvaltı yaptıktan sonra havaalanı tarafına doğru yola koyuluyoruz. Yol üzerinde bir alışveriş merkezinde biraz bakınır, atıştırmalık bir şeyler alır sonra da Mürs’ü uğurlarız diyoruz.

Merkezdeki en büyük alış veriş noktası Zlote Tarasy’de ne ararsanız var ama tahmin edilebileceği gibi tüm uluslar arası zincirler bir arada ve fiyatlar hiç cazip değil. Güzel olan tek şey çeşit çeşit tatlı, tuzlu kurabiye, poğaça, pasta ve sandviçlerin satıldığı “cukiernia” denen yerlerJ; hemen atıştırmalık bir şeyler alıp havaalanına doğru hareket ediyoruz. Saat 14.30 gibi Frederic Chopin Havaalanı’ndayız, uçağın kalkmasına 2 saat var. Kahve hazılayıp neredeyse 10 gündür birlikte olmaktan aldığımız keyfi birer kahve ve kurabiyeyle parlattıktan sonra vedalaşıp Mürs’ü uğurluyoruz.

Şimdi yönümüz güney; Katowice üzerinden Polonya’yı terk etmeyi ve Slovakya’nın başkenti Bratislava’ya ulaşmayı düşünüyoruz; önümüzde yaklaşık 550 km’miz var. Polonya’da yollar fena değil ama otobanlar dışında hala pek çok şey yapım aşamasında. Yapım dolayısıyla kapalı veya yan şeride yönlendirilmiş veya bir sürü uyarılarla bu şeritten diğerine aktarılan yollar nedeniyle  zaman zaman uzun kuyruklara takılıyoruz. Katowice’ye vardığımızda saat 20.30; 5 saatte ancak 300 km gelebilmişiz :( ve tuvalet molaları hariç hiçbir duraklama da yapmış değiliz.

Bu geceyi burada geçirmeye karar veriyoruz; Karpatlar’ın eteklerine yaklaşıyor olduğumuzdan olsa gerek hava epeyce sertleşmiş durumda. Benzin istasyonlarından birinde wi-fi bulunca konaklamak için bir hotel ayarlamaya karar veriyoruz hem duş alalım hem de sıcak sıcak uyuyup dinlenelim istiyoruz. Hotel   ‘de yakaladığımız 57,6 zt’lik “son dakika fiyatı” duşu içinde 2 kişilik oda için gayet cazip; hemen adresi alıp navigasyona kaydediyoruz ve saat 21.00’de otelin önündeyiz.

Son derece iç karartıcı, kasvetli ve dar koridorlardan ulaşılan oda içinde oda gibi bir otel ama umursamıyoruz; sıcak suyun gücü hepsinin üstesinden geliyor J Yarım saat içinde tekrar dingin ve mutluyuz. Hep yol geldiğimizden yemeklik bir alışveriş yapamadık ve şimdi de her yer kapanmış durumda. Neyse ki makarnamız var; J güzel bir spagetti hazırlamak sadece 15 dakikamızı alıyor, bol da peynir rendeliyoruz üzerine ve tabii yanında bir de portakal suyu açıyoruz.

Katowice yakın tarihin en önemli utanç noktalarından biri olan Auschwitz toplama kampına sadece 36 km uzaklıkta; buraya kadar gelmişken aslında gidebiliriz diye düşünüyoruz. Epey bir süre kararsız kalıyoruz ve bu arada internette araştırma yaparken “boş gezenin boş kalfası”na denk gelip okuyoruzK ve Kamboçya’da gördüğümüz Killing Fields’den çok da farklı olmayan bu utanç müzesine gitmekten vazgeçiyoruz. Bu konuyu fotoğraflar ve yorumlardan izlemeye karar veriyoruz. 

Yarınki planımız Polonya'yı terk edip önce Slovakya'nın başkenti Bratislava'ya oradan da Viyana'ya geçmek.Tekrar gecenin ve elektrikli battaniyemizin kollarındayız. İyi geceler :)

























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder