26-27
Mart Tekrar Kuala Lumpur’dayız
25 Mayıs sabahı saat 03.00’de Bali’de başlayan maratonumuz 26 Mart
öğle saatlerinde Kuala Lumpur’da son erdiğinde ikimiz de epeyce yorulmuştuk. Havaalanında
inip de China Town’a (daha önce konakladığımız ve büyük sırt çantamızı
bıraktığımız Hostel Wheelers’a) giderken sanki evimize geri dönüyor gibi rahat
ve huzurluyduk.
Kuala Lumpur Havalimanın’dan China Town’a gitmek için Puduraya
terminaline giden havaalanı servisleri gayet uygun; hele de iş saatleri
içindeyseniz. Otobüsler temiz, serin ve hızlı; 45 dk’da getiriyor ve fiyatı 10
RM (7 TL gibi).
Bunun için yapılması gereken, gümrük kontrolünden çıkar çıkmaz
sağdaki asansörlerle veya yürüyen merdivenlerle 1.kata inip, binanın dışına
çıkıp yolun hemen karşısındaki diğer binaya girmek. Zaten içeri girer girmez
bilet satıcıları size “Puduraya??” diye soracak ve yönlendireceklerdir.
Ertesi gün önce Batu Caves’i görüp öğleden sonra da Cameron
Highlands’a geçeceğimizden Kuala Lumpur’daki bu yarım günü yemek yiyerek ve
bolca uyuyup dinlenerek geçirdik diyebiliriz. Bu arada Bali’ye giderken büyük
sırt çantasına doldurduğumuz şeyleri de tekrar eski yerlerine yerleştirelim
derken çantaları komple dökmek zorunda kaldık ve toparlamak epey zamanımızı
aldı tabiiJ
Batu Caves, Kuala Lumpur’un sadece 15 km kuzeyinde; dolayısıyla da
ulaşmak son derece kolay. KL Sentral istasyonu yakınındaki KTM Komuter’den Port
Klang trenine binildiğinde (kişibaşı 2 RM), 20 dk içinde Batu Caves durağına varılıyor.
Batu Caves, Dark Cave, Art Gallery Cave ve Temple Cave olmak üzere
üç bölümden oluşuyor. Her yıl Ocak veya Şubat aylarında düzenlenen Hindu
festivali Thaipusam’da burası
dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca kişiyle dolup
taşıyor. Yüksekliği yer yer 100 metreye kadar ulaşan dünyanın en büyük mağara
tapınağı Batu Caves’e toplam 272 merdivenle ulaşan Hindular, tanrı Lord
Murugan için saygıda bulunurlar. Thaipusam Festivali sırasında yüz
binlerce Hindu, pişmanlık ve özveri gösterisi olarak, şiş ve büyük kancalarla
yanak veya dillerini yada derilerini delerek kefaret ödüyorlar.
Dünyanın en büyük heykeli olan 43 metre yüksekliğindeki Lord
Murugan heykeli, Batu Mağarasının hemen önünde yükseliyor. 2006 yılında çelik
sütunlar üzerine betondan yapılan bu heykel altınla boyalı.
Batu Caves çevresinde, içinde ve tırmanılan merdivenlerde çok
sayıda maymun var; ziyaretçilerden aldıkları yiyeceklerle ve etraftaki çöpleri
karıştırarak besleniyorlar. Çok yaklaşmamakta fayda var; zaman zaman saldırgan
oldukları söyleniyor. Ayrıca içeride yarasalar, güvercinler ve pek çok da tavuk
var J
Biz Batu Caves ziyareti için saat 09.00 gibi Kuala Lumpur’dan
çıkıp öğle 12.00’de tekrar geri dönebildik. Tur satın almaya gerek olmayan ve
girişi ücretsiz olan Batu Caves, 110
yılı aşkın yaşıyla Malezya’ya Kuala Lumpur’a gelen herkesin görmekten keyif
alacağı bir yer.
Mağara tapınağın çıkışında hemen karşıda,
birkaç tane yan yana Hint yemekleri yapan restoran var. Burada
Samosa, Roti Chanai, Tosai gibi birbirinden güzel çeşitleri deneyip yanında da
Teh Tarik içebilirsiniz. Biz buradan terminale geçip oradan da Cameron
Highlands’e gideceğimizden bu fırsatı kaçırmadık açıkçası J
Bu arada Batu Caves ziyaretimiz esnasında bir de hoş bir tören
izleme şansımız oldu. Restorandan çıkıp istasyona doğru yürümeye başladığımızda
önümüzde duran bir arabadan manken gibi iki genç kadın indi. İkisi de
birbirinden güzel, son derece hoş giyinmiş, yüzleri, saçları çeşitli çiçekler
ve altın pırıltılı takılarla süslenmiş bu kadınlardan biri gelin, diğeri de
nedimesi gibi geldi bize.
Fotoğrafçının peşlerinde dolaşıp herkesin büyük bir ilgiyle
izlediği bu iki kadın, sülün gibi süzüle süzüle yukarıda yeralan ve oldukça yoğun
bir davetli kalabalığının doldurduğu salonun merdivenlerinden çıkmaya başladılar.
Bir tür dini ayin olduğu düşündüğümüz töreni kaçırmamak için biz de hemen
ayakkabılarımızı çıkarıp merdivenlerden yukarı çıktık tabiiJ
Hint müziği eşliğinde ateşler ve çeşitli dualarla yapılan otantik bir
töreni tesadüfen de olsa yakalamıştık, kaçırır mıydık hiç! J Her ne
kadar anlamasak da herkesin, çocukların dahi gayet şık ve şıkır şıkır olduğu bu
güzel tören için karşımıza çıkan ilk kişiye "biraz izleyebilir miyiz?" diye sorup cevabı beklemeden gelinin olduğu yere doğru seğirttik:) Misafirlerin garip bakışları altında biraz fotoğraf
çektikten sonra tekrar aynı kişiyi bulup teşekkür ettikten sonra törenden ayrılıp istasyona geçtik.
İstasyondan aldığımız yeni iki biletle Kuala Lumpur’a varışımız
sadece 20 dk sürdü. Trenden iner inmez hostele geçip çantalarımızı aldık ve
bizi Cameron Highlands’e götürecek otobüsümüzün kalkacağı Puduraya terminaline doğru
yürümeye başladık.
Cameron Highlands notlarında görüşmek üzere hoşçakalınJ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder