6 Mart 2014 Perşembe

Port Barton'da son günümüz


4 Mart Port Barton devam..

Port Barton’ı sevdik; her şeyden önce yolu kötü ve biraz da sapa olduğundan fazla turist yok. Genelde daha önce gelmiş olanlarla birilerinin tavsiyesi üzerine gelenler buradalar. Bizim gibi “hadi bi de buraya bakalım” diyenlerin çok az sayıda olduğu bu köyde hoş bir sakinlik ve dinginlik hakim. Doğa son derece bakir, etraf Filipinler geneline göre daha temiz, deniz pırıl pırıl, mercanlar Coron’daki gibi çok zengin ve ayrıca epeyce de deniz kaplumbağası var. Sabah erken saatlerde görmek daha mümkünmüş biz şanslıydık bugün 2 tane gördük; YAŞASIN!!

Burada da Coron ve El Nido gibi elektrik sınırlı saatlerde veriliyor ama Port Barton küçük ve yeterince turistik olmadığından olsa gerek buraya elektrik sadece akşam 18.00-24.00 saatleri arasında geliyor. Saat 24.00 oldu mu çat diye her şey duruyor. İyi tarafı gürültülü müzik vb olaylar yok, internet gibi insanı gereksiz meşgul eden detaylar sınırlı saatlerde; dolayısıyla herkes içkisini alıp kumsalda yanan büyük ateşlerin etrafında sohbet etmeye gidiyor.

Zaten gündüzleri teknelerle tura çıkılıyor, akşamüstü dönüşte yorgunluk ve duş ihtiyacı var. Duştan sonra yemek de yenince hele bir iki kadeh de bir şey içildiyse serin ve derin bir uykudan başka bir şey aranmıyor. Tam bir tatil ve  sıfırlanma yeri Port Barton.

Tekne turlarının fiyatları 700 Peso/kişi (El Nido’dakilerin yarı fiyatı). Buna öğle yemeği, şnorkel ve adalardaki giriş bedelleri dahil. Konaklama ise 300-400 Peso/kişiden başlıyor, tabii ki ucu açık; kalınan yere ve beklentilere göre fiyatlar yükseliyor. Biz, deniz kenarında tüm gece dalgaların sesini dinleyip verandadaki hamakta keyif çattığımız ve geceleri püfür püfür deniz havasıyla serin serin uyuduğumuz  oda için iki kişi gecelik 500 Peso(25 TL) ödüyoruz.

Port Barton’da tekne turu dışında 1-1,5 saatlik yürüyüşle gidilebilecek Pamuayan Şelalesi, Pamuayan Köyü ve Plajı ve bir de White Beach var. Gayet keyifli yürüyüş parkurları tabelalarla işaretlenmiş durumda; rehbere ihtiyaç duymadan gidilebilir. Pamuayan Şelalesi’nin suyu tertemiz, sıcaklığı normal ve altındaki havuz  yeterince derin yüzmeye çok müsait. Sadece Cumartesi Pazar günleri dışında gidilmesini öneririz; zira hafta sonlarında yerel halkın bu gibi yerlere ilgisi oldukça yoğun.

Küçük bir köy olduğundan birkaç saat içinde hemen herkes sizi tanır hale geliyor, hepsi (çocuktan yaşlısına herkes)son derece güler yüzlü, yardımsever ve saygılı. Süreli hanımefendi, beyefendi şeklinde konuşuyorlar ve gayet kibarlar. Port Barton Palawan Adası’na gelecekler için kesinlikle tavsiye edeceğimiz bir yer.

Yemek konusunda da burada hayli fazla seçenek bulduk. Filipinlere özgü yemeklerden denemeye başladık; Chopsuoy denen karışık sebze yemeği benim favorilerimden. Lomi adında yumurtayla terbiyelenmiş içinde karışık sebze, et ve noodles olan bir çorbaları var çok lezzetli. Canton Guisado ise yine karışık sebzeli, etli noodle yemeği o da Bora’nın favorisi..

İşin meyve kısmı ise buralarda süper; geldiğimizden beri bol bol mango, avokado, ananas, star apple ve mangosteen denen tropik meyvelerle muz yiyoruz. Ekmek olmaması bazen özellikle Bora’nın canını sıkıyor; yemeklerde pilavla idare olunuyor ama kahvaltıda pilav yemek ağır geliyor tabiiJ Neyse ki burada gayet güzel American kahvaltı bulduk; 2 yumurta, jambon veya sosis, domates-salatalık, 2 dilim kızarmış ekmek, tereyağ ve marmelat yanında bir meyve (muz veya mango) sadece 100 Peso (5 TL) Bu arada İstanbul’da Kadıköy’de vakit geçirirken aldığımız basit kahve makinesi de çok işimize yarıyor; Bora yumurtaları onda pişiriyorJ bir de her canımız istediğinde kahvemizi yapıp içebiliyoruz.

Yarın sabah Port Barton’dan ayrılıp Palawan Adası’nın başkenti Puerto Princesa’ya geçiyoruz. Malezya’nın Borneo adasına gideceğimiz uçak 7 Mart’ta Manila’dan kalkıyor; dolayısıyla Filipinler’deki bu son 2 günü de Puerto Princesa’ya ayırıp ne var ne yok bir görelim diyoruz. Puerto Princesa  notlarında görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder